çalınamaz

listen to the pronunciation of çalınamaz
التركية - الإنجليزية
unplayable
That cannot be played, or is so tedious, complicated, etc. as to preclude playing
Unable to be played on specified equipment, or at all
(Music) describes a piece of music that is too difficult to perform
(Sport) describes an area of ground usually used for sports, that cannot be played on, especially because of bad weather conditions
(Sport) describes a ball that is hit or thrown so hard or skilfully that it is impossible to hit
{s} not suitable to be played with; cannot be played
Impossible to play, or to defend against
not capable of or suitable for being played or played on; "the golf ball was in an unplayable lie"; "the field was unplayable"; "some music seems almost unplayable
In some sports, if you describe a player as unplayable, you mean that they are playing extremely well and are difficult to beat. If you describe a ball as unplayable, you mean that it is difficult to hit
çal
steal

I forgave the boy for stealing the money from the safe. - Kasadan parayı çaldığı için çocuğu bağışladım.

They must have suspected me of stealing. - Çalmayla ilgili olarak benden şüphelenmiş olmalılar.

çal
engage
çal
rang

I was going out, when the telephone rang. - Telefon çaldığında, ben dışarı gidiyordum.

I was having my lunch, when the phone rang. - Telefon çaldığında, öğle yemeğimi yiyordum.

çal
(Sanat) grey
çal
{f} thieve

The thieves tried to steal the woman's car, but they couldn't because they didn't know how to drive a manual. - Hırsızlar kadının arabasını çalmak istedi fakat beceremediler çünkü düz vites kullanmasını bilmiyorlardı.

The thieves divvied up the stolen loot among themselves. - Hırsızlar çalıntı yağmayı kendi aralarında böldü.

çal
rung

The bell had already rung when I got to school. - Okula gittiğimde zil çoktan çalmıştı.

I ran to school, but the bell had already rung. - Okula koştum, ama zil çoktan çalmıştı.

çal
{f} chime
çal
walk away with
çal
{f} thieving

It appears that my husband is cheating on me with my friend. I want to tell her: You thieving cat!. - Bana öyle geliyor ki kocam beni arkadaşımla aldatıyor.Ona söylemek istiyorum:Sen kedi çalıyorsun!.

çal
(Bilgisayar) play

Can you play the violin? - Keman çalabilir misin?

I am playing the guitar now. - Şimdi gitar çalıyorum.

çal
{f} stealing

They must have suspected me of stealing. - Çalmayla ilgili olarak benden şüphelenmiş olmalılar.

He was fired for stealing. - O çaldığı için kovuldu.

çal
mooch
çal
{f} stole

My car was stolen last night. - Dün gece arabam çalındı.

I had my bicycle stolen last night. - Dün gece bisikletimi çaldırdım.

çal
{f} stolen

I had my car stolen last night. - Dün gece arabam çalındı.

My wallet was stolen yesterday. - Cüzdanım dün çalındı.

çal
strum
çal
{f} ringed
çal
{f} ring

Tom's acknowledgement that he stole the ring cleared the maid of suspicion. - Yüzüğü onun çaldığına dair Tom'un onayı hizmetçiyi şüpheli olmaktan kurtardı.

The telephone was just ringing, wasn't it? - Az önce telefon çalıyordu, değil mi?

çal
purloin
çal
toll

For whom do the bells toll? - Çanlar kimin için çalıyor?

The bells of danger toll for them. - Onlar için tehlike çanları ağır ağır çalmaktadır.

çal
plagiarize
çal
shoplift

Sami shoplifted the latex gloves. - Sami dükkandan lateks eldivenler çaldı.

çal
pilfer
çal
start

Tom didn't start to study French until he was thirty. - Tom otuzuna kadar Fransızca çalışmaya başlamadı.

Can you help me? I can't make out how to start this machine. - Bana yardımcı olur musun? Bu makineyi nasıl çalıştıracağımı bilmiyorum.

çal
toot

The tooth fairy wants to steal your teeth. - Diş perisi sizin dişlerinizi çalmak istiyor.

التركية - التركية

تعريف çalınamaz في التركية التركية القاموس.

ÇAL
(Osmanlı Dönemi) Bir şeyi şiddetle kapmaya delâlet eder. Meselâ: Çal-yaka: Yakasından kapmak, şiddetle yakalamak
ÇAL
(Osmanlı Dönemi) İsimlere önden eklenip, onun daima hareket edip oynamakta olduğuna işaret ve delâlet eder. Meselâ: Çal-at : Durduğu yerde de hareket eden at
çal
Ala renk
çal
Taşlık yer, çıplak tepe
çal
ihtiyar
çal
Ot bağlamak için ottan yapılmış ip
çal
Fundalıklı yer
çal
Deste halindeki otu bağlamak için ottan yapılmış ip
çalınamaz
المفضلات