Send me the best employees that money can buy. Money is no object.
- Bana paranın satın alabileceği en iyi çalışanları gönder. Para sorun değil.
Tom doesn't know how to treat his employees properly.
- Tom çalışanlarına düzgün bir şekilde nasıl davranacağını bilmiyor.
If you want your workers to be happy, you need to pay them a decent wage.
- Çalışanlarınızın mutlu olmasını istiyorsanız, onlara yeterli bir ücret ödemelisiniz.
I'm just a plain office worker.
- Ben sadece düz bir ofis çalışanıyım.
The girl running over there is my sister.
- Orada çalışan kız kız kardeşimdir.
Tom heard the shower running.
- Tom çalışan bir duş duydu.
Tom currently has ten people working for him.
- Tom şu anda onun için çalışan on kişiye sahip.
The working group on data transfer, led by Ben Manny, will hold a meeting on Jan 14, 1999.
- Ben Manny tarafından yönetilen, veri transferi üzerine çalışan çalışma grubu, 14 Ocak 1999'da bir toplantı yapacak.