Time passes by quickly.
- Zaman çabucak geçiyor.
Let's complete this picture quickly.
- Haydi bu resmi çabucak tamamlayalım.
My big brother finished his homework very quickly.
- Ağabeyim ödevini çabucak bitirdi.
Working together, they cleaned the entire house in no time.
- Birlikte çalışarak, bütün evi çabucak temizlediler.
I'm a jack of all trades, a real triple threat. They'll try to stop me, but I'll be rising up the ranks in no time.
- Her işten anlarım. On parmağımda on marifet vardır. Önüme set çekmeye çalışacaklar, ama mevki basamaklarını çabucak çıkacağım.
Let's complete this picture quickly.
- Haydi bu resmi çabucak tamamlayalım.
Sometimes, many problems and a lot of stress can lead you to quit your job. You must learn how to handle it quickly.
- Bazen çok sayıda sorun ve stres, işi bırakmanıza yol açabilir. Çabucak onunla nasıl başa çıkacağınızı öğrenmeniz gerekir.
When Tom has trouble sleeping, he starts counting stoats. That quickly brings him into a peaceful mood, and he is fast asleep before he could count the stoats to fifty.
- Tom'un uyumada problemi olduğunda, o kakımları saymaya başlar.O, onu çabucak sakin bir hale getirir. Ve o kakımları elliye kadar sayabilmeden önce derin uykuya dalar.
I put on my socks lickety-split.
- Çoraplarımı çabucak giydim.
My baby is also eight months old, is healthy and is growing by leaps and bounds.
- Ayrıca,bebeğim sekiz aylık,sağlıklı ve çabucak büyüyor.
You must help her, and soon!
- Ona yardım etmelisin, ve çabucak!
I'm sorry I didn't reply to you sooner.
- Sana çabucak cevap vermediğim için üzgünüm.
Mary hurried to the hospital.
- Mary çabucak hastaneye gitti.
He wrote a prompt answer to my letter.
- Mektubuma çabucak bir cevap yazdı.