You will remain here until you are summoned.
- Çağırılıncaya kadar burada kalacaksın.
Would you mind calling him to the phone?
- Onu telefona çağırır mısınız?
Her mother is calling you.
- Annesi seni çağırıyor.
On his arrival at the station, he called a taxi.
- İstasyona vardığında, o bir taksi çağırdı.
I called a cab, because it was raining.
- Bir taksi çağırdım çünkü yağmur yağıyordu.
I'll call you my boss.
- Seni patronum diye çağıracağım.
Can you call me a taxi?
- Bana bir taksi çağırabilir misiniz?
I'd like to page someone.
- Birini çağırtmak istiyorum.