çıkmazda

listen to the pronunciation of çıkmazda
التركية - الإنجليزية
up a tree
on the horns of a dilemma
stuck

Are you telling me I'm stuck here with you? - Burada seninle çıkmazda olduğumu mu söylüyorsun?

stalemated
in the cart
çıkmazda olmak
be caught in a quagmire
çıkmaz
dilemma
çıkmaz
{i} fix

Tom found himself in a terrible fix. - Tom kendini berbat bir çıkmazda buldu.

I found myself in a terrible fix. - Kendimi korkunç bir çıkmazda buldum.

çıkmaz
(Hukuk) stalemate
çıkmaz
impasse, impossible situation, deadlock, stalemate
çıkmaz
blind

We're in a blind alley. - Biz çıkmaz bir sokaktayız.

çıkmaz
blind alley

We're in a blind alley. - Biz çıkmaz bir sokaktayız.

çıkmaz
(Tıp) diverticulum
çıkmaz
limbo
çıkmaz
scrape
çıkmaz
predicament
çıkmaz
impasse
çıkmaz
indelible
çıkmaz
cul-de-sac
çıkmaz
dead-end
çıkmaz
blind-ore
çıkmaz
dead end, blind alley, cul-de-sac; dead end, blind alley, impasse; indelible
çıkmaz
dead-end, blind
çıkmaz
cleft stick
çıkmaz
phil. aporia
çıkmaz
quicksand
çıkmaz
dead

This road is a dead end. - Bu yol bir çıkmaz sokak.

The road came to a dead end. - Yol bir çıkmaz sokağa geldi.

çıkmaz
den
çıkmaz
inerasable
çıkmaz
dead-end street, dead end, Brit. cul-de-sac
çıkmaz
quag
çıkmaz
cul de sac
çıkmaz
culde sac
çıkmaz
(Anatomi) cecum, cul-de-sac
çıkmaz
deadlock

We must try to break the deadlock. - Bu çıkmazdan kurtulmaya çalışmalıyız.

çıkmaz
crunch
çıkmaz
quagmire
çıkmaz
dead end

It's kind of a dead end. - Bu bir tür çıkmazdır.

The road came to a dead end. - Yol bir çıkmaz sokağa geldi.

çıkmaz
toughie
çıkmaz
impossible (situation, course of action)
çıkmaz
extreme
çıkmaz
culdesac
çıkmaz
dilemna
çıkmaz
fast
التركية - التركية

تعريف çıkmazda في التركية التركية القاموس.

çıkmaz
Çözüme ulaşmayan, çözüm yolu olmayan
çıkmaz
Sonu kapalı, çıkış yeri olmayan, hiçbir yere ulaşamayan (yol, sokak)
çıkmaz
Sonu kapalı, çıkış yeri olmayan, hiçbir yere ulaşamayan (yol, sokak): "Bu apartmanın olduğu çıkmazda bir garaj, bir eski ahır, üç esrarlı ve daima kapalı depodan başka bir şey yoktur."- H. E. Adıvar. Çözüme ulaşmayan, çözüm yolu olmayan: "Onu intiharın eşiğine kadar bu çıkmaz götürmedi mi?"- A. İlhan
çıkmazda
المفضلات