I went for a walk after breakfast.
- Kahvaltıdan sonra yürüyüşe çıktım.
He took a walk before breakfast.
- O, kahvaltıdan önce bir yürüyüşe çıktı.
Tom pointed to the fire escape.
- Tom yangın çıkışını işaret etti.
They wanted to escape on vacation.
- Tatile çıkmak istediler.
Tom became popular among teenagers as soon as he made his debut on the screen.
- Tom ilk kez sahneye çıkar çıkmaz gençler arasında popüler oldu.
Please use this exit when there is a fire.
- Bir yangın olduğunda, lütfen bu çıkışı kullanın.
The exit flowrate is proportional to the pressure difference around the exit valve.
- Çıkıştaki akış hızı, çıkış kapakçığının etrafındaki basınç farkıyla orantılıdır.
The argument quickly got out of control.
- Tartışma hızla kontrolden çıktı.
Tom got out of the hospital.
- Tom hastaneden çıktı.
The old woman exited the bus.
- Yaşlı kadın otobüsten çıktı.
Sami exited the underground parking lot.
- Sami yeraltı otoparkından çıktı.
I can't go out because I have a lot of homework.
- Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.
I'm going to go out this afternoon.
- Bu öğleden sonra dışarıya çıkacağım.
Where is the emergency exit?
- Acil çıkış kapısı nerede?
The robber emerged from the darkness.
- Karanlıktan bir soyguncu ortaya çıktı.
By the time you get out of prison, she'll have been married.
- Sen hapishaneden çıkıncaya kadar o evlenmiş olacak.
They'll get out of class in forty minutes.
- Kırk dakika içerisinde sınıftan çıkacaklar.
Enlightenment is man's emergence from his self-incurred immaturity.
- Aydınlanma, insanın kendi kendine maruz kaldığı olgunlaşmamışlıktan ortaya çıkmasıdır.
She advised him to take a long holiday, so he immediately quit work and took a trip around the world.
- O, ona uzun bir tatile çıkmasını tavsiye etti, bu yüzden o, derhal işi bıraktı ve dünya yolculuğuna çıktı.
Jane is very content with her job and has no desire to quit it.
- Jane işinden çok memnun ve çıkma arzusu yok.
Most young adults enjoy going out at night.
- Çoğu genç yetişkin geceleyin dışarı çıkmaktan hoşlanır.
I stayed at home instead of going out.
- Dışarı çıkmak yerine evde kaldım.