I felt like going out for a walk.
- Yürüyüş için canım dışarı çıkmak istedi.
How about going out for a walk?
- Yürüyüş için dışarı çıkmaya ne dersin?
Enlightenment is man's emergence from his self-incurred immaturity.
- Aydınlanma, insanın kendi kendine maruz kaldığı olgunlaşmamışlıktan ortaya çıkmasıdır.
Tom became popular among teenagers as soon as he made his debut on the screen.
- Tom ilk kez sahneye çıkar çıkmaz gençler arasında popüler oldu.
Tom told me he couldn't wait to get out of there.
- Tom bana oradan çıkmak için bekleyemediğini söyledi.
Tom said he wanted to get out of town for a while.
- Tom bir süre kasabanın dışına çıkmak istediğini söyledi.
I don't want to go out.
- Ben dışarı çıkmak istemiyorum.
Would you like to go out to have a drink somewhere?
- Bir yerde içki içmek için dışarı çıkmak ister misiniz?
A curfew was imposed on the city.
- Şehirde sokağa çıkma yasağı konuldu.
What time is your curfew?
- Sokağa çıkma yasağın ne zaman?
Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
- Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
You don't get to quit.
- Sen çıkmak zorunda değilsin.
This car has enough power to go up the mountain easily.
- Bu araba kolayca dağa çıkmak için yeterli güce sahiptir.
The lid doesn't want to come off.
- Kapak çıkmak istemiyor.
I think it wouldn't be too hard to come up with a better system.
- Sanırım daha iyi bir sistemle ortaya çıkmak çok zor olmazdı.
They wanted to escape on vacation.
- Tatile çıkmak istediler.
Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs.
- Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.
In the early afternoon, Tom decided that he just had to get out of the house.
- Tom öğleden sonra sadece evden çıkmak zorunda olduğuna karar verdi.
Sami wanted to move out.
- Sami dışarı çıkmak istiyordu.
There are two things you never turn down: sex and appearing on television.
- Asla reddedemeyeceğin iki şey vardır, seks ve televizyona çıkmak.
What would you do if war were to break out?
- Savaş çıksa ne yaparsın?
He took a walk before breakfast.
- O, kahvaltıdan önce bir yürüyüşe çıktı.
Her name often escapes me.
- Onun adı sık sık hatırımdan çıkıyor.
Tom pointed to the fire escape.
- Tom yangın çıkışını işaret etti.
The lid doesn't want to come off.
- Kapak çıkmak istemiyor.
You have to come out of there.
- Oradan çıkmak zorundasın.
Tom had always wanted to climb Mt. Fuji, but until now, had not found the time to do so.
- Tom her zaman Fuji Dağı'na çıkmak istemişti fakat şimdiye kadar, bunu yapmak için zaman bulamamıştı.
Tom hates climbing ladders.
- Tom merdiven çıkmaktan nefret eder.
The exit flowrate is proportional to the pressure difference around the exit valve.
- Çıkıştaki akış hızı, çıkış kapakçığının etrafındaki basınç farkıyla orantılıdır.
Please use this exit when there is a fire.
- Bir yangın olduğunda, lütfen bu çıkışı kullanın.
Tom got out of cleaning the bathroom.
- Tom banyoyu temizlemekten çıktı.
The argument quickly got out of control.
- Tartışma hızla kontrolden çıktı.
Sami exited the underground parking lot.
- Sami yeraltı otoparkından çıktı.
Tom exited the tunnel at 80 miles an hour.
- Tom saatte 80 mil hızla tünelden çıktı.
I wish you would shut the door when you go out.
- Keşke dışarı çıktığın zaman kapıyı kapatsan.
I can't go out because I have a lot of homework.
- Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.
The robber emerged from the darkness.
- Karanlıktan bir soyguncu ortaya çıktı.
Where is the emergency exit?
- Acil çıkış kapısı nerede?
I couldn't get out of my garage because there was a car in the way.
- Yolda bir araba olduğu için garajımdan çıkamadım.
By the time you get out of prison, she'll have been married.
- Sen hapishaneden çıkıncaya kadar o evlenmiş olacak.
Would you like to come out and play?
- Oyun oynamak için dışarı çıkmak ister misin?
I just want to crawl into a hole and never come out.
- Sadece bir deliğe girmek ve asla çıkmak istemiyorum.
Tom wants to go out to get something to eat.
- Tom yiyecek bir şey almak için dışarı çıkmak istiyor.
Tom wanted to go out to get something to eat.
- Tom yiyecek bir şey almak için dışarıya çıkmak istedi.
We had to go up and down the slopes.
- Biz yamaçlardan çıkmak ve inmek zorundaydık.
This car has enough power to go up the mountain easily.
- Bu araba kolayca dağa çıkmak için yeterli güce sahiptir.
I want to get away for the weekend.
- Hafta sonu için çıkmak istiyorum.
At first I thought I liked the plan, but on second thought I decided to oppose it.
- Önce plandan hoşlandığımı düşündüm fakat ikinci düşünüşümde ona karşı çıkmaya karar verdim.
I was surprised by his sudden appearance.
- Aniden ortaya çıkmasına şaşırdım.
His sudden appearance surprised us all.
- Onun aniden ortaya çıkması hepimizi şaşırttı.
When will you start getting ready to leave?
- Ne zaman yola çıkmak için hazırlanmaya başlayacaksın?
Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
- Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
Sometimes, many problems and a lot of stress can lead you to quit your job. You must learn how to handle it quickly.
- Bazen çok sayıda sorun ve stres, işi bırakmanıza yol açabilir. Çabucak onunla nasıl başa çıkacağınızı öğrenmeniz gerekir.
Benimle flört etmek ister misin?
- Benimle çıkmak ister misin?