çözümleri

listen to the pronunciation of çözümleri
التركية - الإنجليزية
solutions
A liquid containing dissolved substances Spent refining, plating or etching solutions
Criteria 1 Criteria 2 Criteria 3 Criteria 4 Criteria 5 Criteria 6 TOTAL
Plural of solution
Vertical Solutions Horizontal Solutions
A homogeneous mixture of solutes in a solvent
An idea must solve a problem, need or want in some way Subsidies Monetary assistance granted by a government to a person or group in support of an enterprise regarded as being in the public interest Supply The ability of a producer (venture) to produce a product or service at various prices
çözüm
solution

The iPad would be a perfect solution for me if it could properly display web pages with Flash content. - IPad Flash içeriği ile web sayfalarını uygun şekilde görüntüleyebilseydi, benim için mükemmel bir çözüm olurdu.

There is probably an easy solution to the problem. - Muhtemelen sorunun kolay bir çözümü vardır.

çözüm
{i} help

Tom has agreed to help us find a solution. - Tom bir çözüm bulmamıza yardım etmeyi kabul etti.

I cannot find a solution. Help me. - Bir çözüm bulamıyorum. Bana yardım et.

çözüm
{i} out

I think we can work something out. - Sanırım bir şeyin çözümünü bulabiliriz.

I'm trying to figure out a solution. - Bir çözüm bulmaya çalışıyorum.

çözüm
resolution

The resolution to the problem was close at hand. - Problemin çözümü elinizin altındaydı.

A resolution to the problem was more difficult than we anticipated. - Sorunun çözümü beklediğimizden daha zordu.

çözüm
way out
çözüm
{i} redress
çözüm
analysis
çözüm
solving

He had no difficulty in solving the problem. - Sorunun çözümünde hiç güçlük çekmedi.

Tom had no difficulty in solving the problem. - Tom problemin çözümünde hiçbir zorluk çekmedi.

çözüm
settlement
çözüm
recipe

This is a recipe for disaster. - Bu, felaket için bir çözümdür.

çözüm
shift
çözüm
solution (to a problem)
çözüm
fiction denouement; resolution
çözüm
key
çözüm
remedy

Is there any home remedy for dust mites? - Toz akarları için hiç ev çözümü var mı?

This is an effective remedy for crime. - Bu, suç için etkili bir çözümdür.

çözüm
denouement
çözüm
answer

You should leave the answer blank if you don't know the solution. - Çözümü bilmiyorsan cevabı boş bırakmalısın.

There seemed to be no answer to the problem. - Problemin çözümü yok gibiydi.

çözüm
(Hukuk) settlement, resolution
çözüm
(Matematik) solution
çözüm
healer
التركية - التركية

تعريف çözümleri في التركية التركية القاموس.

Çözüm
çıkış yolu
çözüm
Bir denklemde bilinmeyenlerin yerine konulunca o denklemi gerçekleştiren sayı veya sayılar
çözüm
Bir problemi çözmek için verilenler üzerinde yapılacak işlemlerin gösterilmesi
çözüm
Bir sorunun çözülmesinden alınan sonuç, hal
çözüm
Bir sorunun çözülmesinden alınan sonuç, hal: "Mahallî idarelerin seçilmiş organlarının, organlık sıfatını kazanmalarına ilişkin itirazların çözümü ve kaybetmeleri konusundaki denetim yargı yolu ile olur."- Anayasa