My responsibility is to keep the company solvent.
- Benim sorumluluğum şirket çözücüsünü korumak.
These solvents, due to their volatility, evaporate into the atmosphere when used.
- Bu çözücüler uçuculukları nedeniyle kullanıldıklarında atmosfere buharlaşırlar.
I'm a problem solver.
- Ben bir sorun çözücüyüm.
I want to be a problem solver.
- Bir sorun çözücü olmak istiyorum.
Tom held the knife between his teeth as he untied the knot.
- Tom düğümü çözerken bıçağı dişlerinin arasında tuttu.
Your shoes are untied.
- Ayakkabıların çözülmüş.
These solvents, due to their volatility, evaporate into the atmosphere when used.
- Bu çözücüler uçuculukları nedeniyle kullanıldıklarında atmosfere buharlaşırlar.
The office staff worked quickly and efficiently to resolve the problem.
- Ofis çalışanları problemi çözmek için hızlı ve etkili çalıştılar.
It is impossible to resolve the conflict.
- Bu çatışmayı çözmek imkansız.
I don't have a decryption program.
- Bir şifre çözme programım yok.
Hold on a minute. My shoelaces are untied.
- Bir dakika bekle. Ayakkabı bağlarım çözülmüş.
Tom held the knife between his teeth as he untied the knot.
- Tom düğümü çözerken bıçağı dişlerinin arasında tuttu.
It took me half an hour to work out this problem.
- Bu problemi çözmem yarım saatimi aldı.
I'm going to work out the problem by myself.
- Problemi kendi başıma çözeceğim.
These problems will be solved in the near future.
- Bu problemler yakın gelecekte çözülmüş olacak.
The student has already solved all the problems.
- Öğrenci tüm problemleri daha önce çözdü.
Try solving the problem.
- Problemi çözmeye çalış.
He tried solving the problem.
- Problemi çözmeyi denedi.
He was able to solve the problem with ease.
- O,kolaylıkla problemi çözebildi.
These problems will be solved in the near future.
- Bu problemler yakın gelecekte çözülmüş olacak.
Today, we are going to unravel the mystery of the English subjunctive.
- Bugün, İngilizce dilek kipinin gizemini çözeceğiz.
As the story advances, the mystery unravels.
- Hikaye ilerledikçe gizem çözülür.
Sugar dissolves in hot water.
- Şeker sıcak suda çözülür.
Sugar dissolves in warm coffee.
- Şeker sıcak kahvede çözünür.
Investigators are trying to decipher what happened.
- Müfettişler ne olduğunu çözmeye çalışıyor.
It's not going to be easy to decode.
- Şifreyi çözmek kolay olmayacak.