çökmüş

listen to the pronunciation of çökmüş
التركية - الإنجليزية
decadent
collapsed

Tom suffered from a collapsed lung. - Tom çökmüş bir akciğerden muzdaripti.

broken down
crooked
down and out
shrunken
depressed

The depressed economy showed signs of improving. - Çökmüş ekonomi iyileşme belirtileri gösterdi.

broken

Having spent seven years as a prisoner of war, Tom was a broken man. - Savaş mahkumu olarak yedi yıl geçirdikten sonra Tom çökmüş bir adamdı.

They were weak and broken in spirit. - Onlar zayıftı ve ruhen çökmüştü.

shrunk
decrepit
down

She seems down lately. - O son zamanlarda çökmüş görünüyor.

hollow
decadence
settled
sunken
down in the dumps
çök
gravitate
çök
{f} settling
çök
cave in
avurtları çökmüş
hollow cheeked
avurtları çökmüş
with sunken cheeks
çök
collapse

He collapsed to his knees. - O, dizlerinin üzerine çöktü.

The news was all about the collapse of the Soviet Union. - Haber tamamen Rusya'nın çöküşü hakkında idi.

çök
collapsed

Tom collapsed because of the heat. - Tom ısıdan dolayı çöktü.

The house collapsed in an earthquake. - Ev bir depremde çöktü.

çökmüş
المفضلات