Arrogance leads to a person's downfall.
- Kibir bir kişinin çöküşüne yol açar.
When he was at the acme of his career, a scandal brought about his downfall.
- Kariyerinin zirvesindeyken, bir skandal onun çöküşüne neden oldu.
MIT has predicted global economic collapse by 2030.
- MİT, 2030 yılına kadar küresel ekonomik çöküş öngördü.
The Cold War ended with the collapse of the Soviet Union.
- Soğuk Savaş, Sovyetler Birliği'nin çöküşüyle sona erdi.
He seems to be in a slump.
- O bir çöküş içinde görünüyor.
Many people will lose their jobs due to the slump in the auto industry.
- Otomobil sektöründeki çöküşten dolayı çoğu insan işsiz kalacak.
The fall of the empire was inevitable.
- İmparatorluğun çöküşü kaçınılmazdı.
What led to the fall of the Roman Empire?
- Ne Roma İmparatorluğu'nun çöküşüne yol açtı?
He collapsed to his knees.
- O, dizlerinin üzerine çöktü.
A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.
- Dün depremden dolayı, Japonya'da çok sayıda bina çöktü.
A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.
- Dün depremden dolayı, Japonya'da çok sayıda bina çöktü.
He collapsed to his knees.
- O, dizlerinin üzerine çöktü.