Arabamız sizinkinden üç yıl daha eski.
- Our car is three years older than yours.
Tatoeba: Bizim sizden daha eski cümlelerimiz var.
- Tatoeba: We've got sentences older than you.
Daha modern binalar daha eskilerden daha güvenlidir.
- More modern buildings are safer than older ones.
O benden üç yaş daha büyük.
- She is three years older than I am.
O benden üç yaş daha büyük.
- He's three years older than I am.
Eski halılar yeni halılardan daha değerlidir.
- Older carpets are more valuable than newer carpets.
Hangi kitap daha eskidir, bu mu yoksa şu mu?
- Which book is older, this one or that one?
İhtiyar heyeti onu köyden kovmaya karar verdi.
- The elders decided to expel him from the village.
Annem ve babam bana yaşlılara saygı göstermeyi öğretti.
- My parents taught me to respect my elders.
Gençler yaşlılarına saygı duymalıdır.
- Young people should respect their elders.
Annem babamdan daha yaşlı.
- Mom is older than Dad.
O genç görünüyor, ama o aslında senden daha yaşlıdır.
- She looks young, but she's actually older than you are.
Young people should respect their elders.
- Junge Menschen sollten Respekt vor Älteren haben.
You must respect your elders.
- Du musst Älteren Achtung entgegenbringen.