Tatoeba: Bizim sizden daha eski cümlelerimiz var.
- Tatoeba: We've got sentences older than you.
Arabamız sizinkinden üç yıl daha eski.
- Our car is three years older than yours.
Daha modern binalar daha eskilerden daha güvenlidir.
- More modern buildings are safer than older ones.
Bakım onun görünüşünü on yaş büyük yaptı.
- Care has made her look ten years older.
O benim erkek kardeşimden daha büyük görünüyor.
- He looks older than my brother.
Hangi kitap daha eskidir, bu mu yoksa şu mu?
- Which book is older, this one or that one?
Hangisi daha eskidir, bu kitap mı yoksa şu mu?
- Which is older, this book or that one?
İhtiyar heyeti onu köyden kovmaya karar verdi.
- The elders decided to expel him from the village.
Annem ve babam bana yaşlılara saygı göstermeyi öğretti.
- My parents taught me to respect my elders.
Gençler yaşlılarına saygı duymalıdır.
- Young people should respect their elders.
O,şimdi daha yaşlı ve daha akıllıdır.
- She is older and wiser now.
O genç görünüyor, ama o aslında senden daha yaşlıdır.
- She looks young, but she's actually older than you are.
You must respect your elders.
- Du musst Älteren Achtung entgegenbringen.
Young people should respect their elders.
- Junge Menschen sollten Respekt vor Älteren haben.