Erken kalkmak istemedim.
- I didn't want to get up early.
Anne her zaman sabahları erken kalkar.
- Mother always gets up early in the morning.
Burası benim ilk günlerimi yaşadığım evdir.
- This is the house where I lived in my early days.
İlkbaharda herkes erken kalkar.
- In spring, everyone wakes up early.
Tom'un eskisi kadar erken kalkmasına gerek yoktu.
- Tom didn't need to get up as early as he did.
Eski Prusya dilinin canlanması seksenlerin başında başladı.
- The Old Prussian language revival began in the early 80's.
Bütün vakitsiz açan çiçekler soğuktan yandı.
- All the early flowers were bitten by the frost.
Tom ertesi gün erken bir başlangıç yapması nedeniyle erken yatmaya gitti.
- Tom went to bed early because he had an early start the next day.
Biz erken bir başlangıç yaptık.
- We got an early start.