Sana bir iş teklif etmek istiyorum.
- I'd like to offer you a job.
O, polise para teklif etmek nedeniyle hapis cezasına çarptırıldı.
- He was jailed for offering money to the police.
Onun şirketi halka arz hisse sattığında Tom milyarder oldu.
- Tom became a billionaire when his company sold shares in an initial public offering.
O kadar mutluydum ki teşekkürlerimi sunmayı unuttum.
- I was so happy that I forgot to offer my thanks.
Bir öneri sunmak istiyorum.
- I'd like to offer a proposal.
Biz, mevcut koşullar altında daha fazla fiyat indirimi teklif edemeyiz.
- We cannot offer a further price reduction under the current circumstances.
Mağaza yakında kapanıyor ve her şeyi yarı fiyata sunuyor.
- The store is closing soon and is offering everything at half price.