Tom'un babası onu evlatlıktan reddetti. - Tom's father disowned him.
Tom'un babası onu evlatlıktan reddetti.
Tom's father disowned him.
Ebeveynleri onu evlatlıktan reddetti ve onu evden kovdu. - Her parents disowned her and kicked her out of the house.
Ebeveynleri onu evlatlıktan reddetti ve onu evden kovdu.
Her parents disowned her and kicked her out of the house.
Bu değişmez bir gerçektir. - This is an immutable truth.
Bu değişmez bir gerçektir.
This is an immutable truth.