الإنجليزية - التركية
تعريف = see public assistance في الإنجليزية التركية القاموس.
- welfare
- gönenç
- welfare
- refah
Öğrencilerimizin deprem kurbanlarının refahına katkıda bulunmaları için bize izin verin; cebimizdeki bozuk paralar bile bir yere kadar yeterli olacaktır.
-Let us students contribute to the welfare of the victims of the earthquake; even loose change will go a long way.
Refah içinde yaşayan insanları küçümsedi.
-He despised those who lived on welfare.
- welfare
- huzurlu
- welfare
- {i} mutluluk
- welfare
- iyi hal
- welfare
- {i} sağlık
- welfare
- (Politika, Siyaset) saadet
- welfare
- rahat
- welfare
- {i} sosyal yardımlaşma
- welfare
- (Mukavele) refah; iyi hal; yoksullara yardım
- welfare
- {i} refah, mutluluk ve sağlık içinde yaşama
- welfare
- on welfare ihtiyaç dolayısıyle resmi kuruluştan yardım alan
- welfare
- iyilik
- welfare
- welfare state yurttasların bireysel ve toplumsal gereksinmeler
- welfare
- welfare mother bakacak kimsesi olmayan küçuk çocuklu kadın
- welfare
- (isim) refah, mutluluk, sağlık, sosyal yardımlaşma, yardım
- welfare
- sıhhat
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف = see public assistance في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- welfare
= see public assistance
الواصلة
= see pub·lic as·sis·tanceالنطق
Resimler
السابق
المفضلات