Kutu bir Mezepotamya heykeli içermektedir.
- The box contains a Mesopotamian statue.
Bu bira %5 alkol içermektedir.
- This beer contains 5% alcohol.
Valiz kirli çamaşırlardan başka bir şey içermiyordu.
- The suitcase contained nothing but dirty clothes.
Konuşması birçok güzel cümle içeriyordu.
- His speech contained many fine phrases.
Doctors are trying to contain disease.
I couldn’t contain my excitement any longer.