(var

listen to the pronunciation of (var
التركية - التركية

تعريف (var في التركية التركية القاموس.

VÂR
(Osmanlı Dönemi) (-) f. (Teşbih edatıdır) Gibi, ...li, kerre, def'a, sâhib, mâlik, lâyıklık (yerinde kullanılarak birleşik kelimeler yapılır). Meselâ: Melek-vâr : Melek gibi. Ümid-vâr: Ümidli
İ'VAR
(Osmanlı Dönemi) Bir gözünü kör etme, tek göz bırakma
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف (var في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

VAR
Alternative spelling of VaR.; Value at Risk
VAR
Value-added reseller. A business that re-sells goods, especially with some additional service, such as selection assistance, installation, or support
VaR
Value at Risk
var
variable
var
variance
var
A business that repackages and improves hardware manufactured by an Original Equipment Manufacturer (OEM) A VAR typically improves the original equipment by adding superior documentation, packaging, system integration, and exterior finish
var
– Value Added Reseller: Reseller who targets specific industries, business segments, or markets to sell product, consult and provide on­going support Revenues tend to be generated from value added services i e Training, custom software, special hardware, etc
var
Value Added Reseller
var
/veir/ or /var/ n Short for `variable' Compare {arg}, {param}
التركية - الإنجليزية

تعريف (var في التركية الإنجليزية القاموس.

var olmak
exist
var olmak
be
var
(çoğul) there are
ne var ne yok
what's up?
var
available

Is there a room available for tonight? - Bu gece için mevcut bir oda var mı?

Is there a tour guide available? - Müsait bir tur rehberi var mı?

ne var ki
but
Ne alakası var
What's the connection?, What's it got to do with it?
doğuştan var olan
instinctive
ismen var olan
nominal
mahzuru var mı
do you mind?
ne var
What's the matter
sakıncası var mı
do you mind?
var
(tekil) there is
var olan
existing

Keeping existing clients is just as important as finding new ones. - Var olan müşterileri korumak, yenilerini bulmak kadar önemlidir.

var olmak
appear
var olmak
obtain
var olmak
1. to exist. 2. to come into existence
başımın üstünde yerin var
(Ev ile ilgili) by all means you can stay
başımın üstünde yerin var
(Ev ile ilgili) you are most welcome
başımın üstünde yerin var
(Ev ile ilgili) by all means you can stay in here
başımın üstünde yerin var
(Ev ile ilgili) latch string is always out
başımın üstünde yerin var
(Ev ile ilgili) you are more than welcome
başımın üstünde yerin var
(Ev ile ilgili) you are always welcome here
dosya var
(Bilgisayar) file exists
elde var bir
carry one
elimde var
yes, on hand
sizde var mı?
do you have?
uykum var
i'm sleepy
var (zaman)
time to
var olmak
to be
var olmak
be there
zaten var
(Bilgisayar) already exists
boş yer var
Vacancy
Beterin beteri var
(Atasözü) Nothing so bad but might have been worse
Bir elin nesi var iki elin sesi var
(Atasözü) Many hands make light work
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var
(Atasözü) A miss is as good as a mile
bir elin nesi var iki elin sesi var.
(Atasözü) Four eyes are better than two
cehenneme kadar yolun var
go to hell
gidipte dönememek dönüpte bulamamak var
(deyim) there is going but not turning back and yet there is turning back but not finding you
ilgisi var
has to do
var mi
There
var mı
Do you have
var mısın
Are you
var ol
be
var yok
There are no
Dahası var
That's not all
akşamdan kalmalık için bir şeyiniz var mı
Can I have something for a hangover
altın kol düğmeniz var mı
Have you got any gold cufflinks
altın paranız var mı
Have you got any gold coins
armutun sapı var, üzümün/kirazın çöpü var demek
to find a fault in everything
asılı var
It is substantially true./It is founded on fact
başlangıçta var olan
primordial
benim boyum var mı
Can you check my size
benzin pompasında bir sorun var
There is something wrong with the fuel pump
bir elin nesi var iki elin sesi var
two heads are better than one
birlikte var olma
coexistence
bozuk paraya ihtiyacım var
I need change
bu şehirin manzarası olan takviminiz var mı
Do you have a calendar with views of the town
bugün kaç yarış var
How many races are there today
burada fırın var mı
Is there a bakery here
burada spor salonu var mı
Do you have a fitness center here
buradan sonra kaç durak var
How many stops from here
buralarda fastfood restoran var mı
Are there any fastfood restaurants around here
burkulma var
I have a strain
cehenneme kadar yolun var
get fucked! [sl.]
daha büyük boyu var mı
Is it available in a bigger size
daha küçüğü var mı
Do you have a smaller one
daha kısası var mı
Do you have a shorter one
dikkat köpek var
beware of the dog
diş ağrım var
I have a toothache
düşük tansiyonunuz var mı
Do you have low blood pressure
elde var 1
carry the one
her zaman her yerde var olan
omnipresent
herhangi bir gecikme var mı
Are there any delays
herhangi bir ilaca alerjiniz var mı
Are you allergic to any medications
kaleme ihtiyacım var
I need a pen
kasapa et/yağ borcu mu var?/a et/yağ borcu yok ya
(Konuşma Dili) He is getting too fat
kolumda bir ağrı var
I have a pain in my arm
kristal şarap sürahiniz var mı
Do you have any crystal wine decanters
kronik herhangi bir hastalığınız var mı
Do you have any chronic diseases
kürek/pabuç kadar dili var
(Konuşma Dili) He's as sassy/impudent as they come
mektubunuz var
You've got mail
mide bulantısı için bir şeyiniz var mı
Can I have something for an upset stomach
ne var allah aşkına
what the dickens
ne var ne yok
what's new?
nedeni var
not for nothing
nesi var
what's wrong with
new york'a hangi otobüsler var mı
What buses are there to New York
new york'a hangi tren bağlantıları var mı
What train connections are there to New York
new york'a hangi uçuşlar var mı
What flights are there to New York
novocaine'e alerjim var
I have a reaction to novocaine
odamda tıraş makinem için priz var mı
Is there a socket in my room for my electric shaver
orijinal konyağınız var mı
Have you got an original cognac
otelinizin kablolu televizyonu var mı
Does the hotel have cable television
oyuncak bebek eviniz var mı
Do you have any dollhouses
rejim var
I am on a diet
soğuk algınlığım var
I have a cold
tebrik kartınız var mı
Do you have any greeting cards
transformeriniz var mı
Do you have any transformers
var
existing, in existence
var
used to indicate a willingness to participate in something: Ben varım. Count me in!/I'm willing to do it./I'm with you
var etmek
to create
var gücüyle
with all his might
var gücüyle
with might and main
var kuvvetiyle
with all his might
var olma
entia
var yok approximately, about, close to: Ali beş yaşında var yok
I'd say Ali's close to five years old
vites kutusunda bir sorun var
There is something wrong with the transmission
yakınlarda büyük mağaza var mı
Is there a department store nearby
yedek gaz deposu var mı
Are there any spare gas tanks
yerel şarabınız var mı
Have you got a local wine
yoktan var etmek
to make sth out of nothing
çift kişilik yatak rezervasyonu yaptırmıştım ama odamda ikiz yatak var
I reserved a double bed but I got a twin
şeker hastalığınız var mı
Do you have diabetes
şişme var
I have a swelling
şu var ki
however, only