Tom'u izlemek zorunda değiliz.
- We don't have to follow Tom.
Onları izlemek zorunda değilim
- I don't have to follow them.
Biz onu takip etmek zorunda değiliz.
- We don't have to follow her.
Tom'un Mary'yi takip etmekten başka hiçbir seçeneği yoktu.
- Tom had no choice but to follow Mary.
Anne Alice'in onu takip etmesini belirtti.
- The mother signed to Alice to follow her.
Köpeği her yerde onu gittiği yerden takip eder.
- His dog follows him wherever he goes.
Onlara uymak zorunda değiliz.
- We don't have to follow them.
Onların talimatlarına uymak zorundayız.
- We have to follow their instructions.
Buradan canlı çıkmak istiyorsan, beni izle.
- If you want to get out of here alive, follow me.