Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

(sports) a serve that is illegal (e

listen to the pronunciation of (sports) a serve that is illegal (e
الإنجليزية - التركية

تعريف (sports) a serve that is illegal (e في الإنجليزية التركية القاموس.

fault
kusur

Tüm kusurlarına rağmen, Tom temel ahlak anlayışına sahipti. - For all his faults, Tom had a fundamental sense of decency.

Onda kusur bulduğun için zalimsin. - It is cruel of you to find fault with her.

fault
hata,v.hata bul: n.hata
fault
{i} jeol. kırık, fay
fault
{f} hata bul

Yaptığım her şeyde hata bulur. - He finds fault with everything I do.

O, hep işleri yapma tarzımla ilgili hata bulur. - She always finds fault with the way I do things.

fault
suç

O, suçunu asla itiraf etmeyecektir. - He will never admit his fault.

Herkesin suçu kimsenin hatası değildir. - Everybody's fault is nobody's fault.

fault
spor faul
fault
fay husule getirmek
fault
{f} -de kusur bulmak
fault
{f} kınamak
fault
eksiklik
fault
{f} ayıplamak
fault
{f} kusurlu olmak
fault
{i} tenis servis hatası
fault
{f} hatası olmak
fault
her şeye

Her şeye ve herkese bir kusur buluyor. - She finds fault with everything and everyone.

fault
{i} yanlışlık

Bilim adamlarına göre yaygın bir hata her problemin teknik bir çözümü var olduğuna yanlışlıkla inanmaktır. - A fault common to scientists is mistakenly believing that every problem has a technical solution.

fault
(Mukavele) kusur, hata
fault
{i} çatlak
fault
{f} suçu olmak
fault
(isim) hata, yanlış, kabahat, kusur, suç, arıza, günah, yanlışlık, fay, çatlak
الإنجليزية - الإنجليزية
fault
(sports) a serve that is illegal (e
المفضلات