(pro ) mot, moht; ru, roo

listen to the pronunciation of (pro ) mot, moht; ru, roo
الإنجليزية - التركية

تعريف (pro ) mot, moht; ru, roo في الإنجليزية التركية القاموس.

that
o
that
bağlaç ki
that
{z} (çoğ. those)
that
bu kadar

Lenny'nin nasıl çiğnemeden veya boğulmadan tam bir sosisli sandvici yutabildiğine bak? Bu nedenle üst idare onu bu kadar fazla sever. - See how Lenny can swallow an entire hot dog without chewing or choking? That's why upper management loves him so much.

Bugünlük bu kadar yeter. - That's enough for today!

that
(sıfat) öteki
that
Keşke

Keşke onunla gidebilseydim. - I regret that I couldn't go with her.

Keşke o gitarı alabilsem. - I wish I could buy that guitar.

that
için

Şu gömlek için sadece on dolar ödedi. - He only paid ten dollars for that shirt.

O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı. - He began to work for that company last year.

that
in that mademki
that
diye

Kilo alacağı korkusuyla diyet yapıyor. - She is on a diet for fear that she will put on weight.

Herkes işitebilsin diye lütfen yüksek sesle oku. - Please read it aloud so that everyone can hear.

that
-dığı
that
adl.şu
that
o kadar

Havanın o kadar iyi olması tesadüftür. - It is lucky that the weather should be so nice.

Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı. - This song is so moving that it brings tears to my eyes.

that
ki o

Ne yazık ki o yatakta hastaydı. - I regret to say that he is ill in bed.

O kadar iyi bir kitap ki onu üç kez okudum. - That was so good a book that I read it three times.

that
öylesine

Linda'nın hayal kırıklığı öylesine fazlaydı ki gözyaşlarına boğuldu. - Such was Linda's disappointment that she burst into tears.

Hikayeye inanacak kadar öylesine aptal değildir. - He is not such a fool as to believe that story.

that
-diği(ni)
that
ki
that
-en
that
-diği
الإنجليزية - الإنجليزية
that