Satın alındı ve ödendi.
- It's been bought and paid for.
Onu söylemek için sana ne kadar ödendi?
- How much were you paid to say that?
Aslında bunu yapmak için bana para ödenmektedir.
- I'm actually paid to do this.
Ona beş dolar ödedim.
- I paid him five dollars.
Ona beş dolar ödedim.
- I paid her five dollars.
Ben gerekli vize ücretleri ödenene kadar seyahata gidemeyeceğim.
- I won't be able to go travelling until the requisite visa fees are paid.
Okullar ve yollar vergilerle ödenen hizmetlerdir.
- Schools and roads are services paid for by taxes.
İyi ücretli daimi bir iş bulmak zordur.
- It is difficult to find a well paid permanent job.
Fransa'da işçiler her yıl dört haftalık ücretli izin alırlar.
- Workers in France receive four weeks of paid vacation each year.
Ben sadece ne yapmak için ödenmişsem onu yaparım.
- I only do what I'm paid to do.