Babası geçen sene ölmüş.
- His father died last year.
Bu, bizim geçen sene kaldığımız oteldir.
- This is the hotel where we stayed last year.
Kasabayı ziyaret edenler yıldan yıla artıyor.
- Visitors to that town increase in number year by year.
Yıllar önce orada bir kale vardı.
- There was a castle here many years ago.
Sam Tom'dan iki yaş küçük.
- Sam is two years younger than Tom.
Benim babam sadece on beş yaşında.
- My father is only fifteen years old.
Japonya bu yıl her zamankinden daha çok araba üretti.
- Japan has produced more cars than ever this year.
Her zaman gelecek yıl vardır.
- There's always next year.
Ruslar Fransız yollarını kopyalar, ancak daima elli yıl sonra.
- The Russians copy the French ways, but always fifty years later.
İskoçyalı ve en az on iki yıllık değilse, o zaman viski değildir.
- If it's not from Scotland and it hasn't been aged at least twelve years, then it isn't whisky.
Geçen yıl yaklaşık bu zaman çok fazla kar vardı.
- We had a lot of snow about this time last year.
Tayfunlar her yıl zarara yol açar.
- Typhoons bring about damage every year.
İlk birkaç yıl zordu.
- The first few years were difficult.