تعريف (o) deposit في الإنجليزية التركية القاموس.
- depozit
- deposit
- {i} emanet
Benim emanet anahtarını bulamıyorum.
- I can't find my safety deposit key.
Emanet anahtarın nerede?
- Where's your safety deposit key?
- deposit
- {i} depozito
Biz 50 dolar depozito istiyoruz.
- We'd like a deposit of $50.
Depozito vermek zorunda mıyım?
- Do I have to leave a deposit?
- deposit
- birikinti,v.biriktir: n.birikim
- deposit
- (Tıp) Herhangi bir organ veya vücut bölümünde birikim gösteren madde
- deposit
- depo
Depozito olarak üç aylık kira vermelisiniz.
- You have to give three months' rent as a deposit.
Depozito vermek zorunda mıyım?
- Do I have to leave a deposit?
- deposit
- {i} birikim
Burada 1000 dolarlık bir birikimim var.
- I have a deposit of a thousand dollars here.
- metalliferous deposit
- maden yatağı
- deposit
- birikinti
- deposit
- {i} yatırılan para
- deposit
- (Tıp) Tortu, çöküntü, çökelti
- coal deposit
- (Madencilik) kömür yatakları
- copper deposit
- (Madencilik) bakır yatakları
- dust deposit
- toz toplanması
- gold deposit
- (Madencilik) altın yatağı
- government deposit
- (Ticaret) resmi mevduat
- limestone deposit
- (Madencilik) kireçtaşı yatağı
- notice deposit
- (Ticaret) ihbarlı mevduat
- restricted bank deposit
- (Ticaret) vadeli mevduat
- active deposit
- radyoaktif birikinti
- aeolian deposit
- rüzgar yığıntısı
- aeolian deposit
- rüzgâr yığıntısı
- alluvial deposit
- lığ
- alluvial deposit
- alüvyon
- alluvial ore deposit
- alüvyonlu maden yatağı
- bank deposit
- banka mevduatı
- calcareous deposit
- kireçli tortu
- carbon deposit
- karbon kiri
- carbon deposit
- is
- carbon deposit removal
- karbon kirini giderme
- carbonaceous deposit
- karbonlu depozit
- cathode deposit
- katot birikintisi
- certificate of deposit
- mevduat sertifikası
- contact deposit
- kontak yatak
- demand deposit
- depozito isteği
- demand deposit
- vadesiz mevduat
- deposit
- tortu
- deposit
- bırakmak
- deposit
- kapora
- deposit
- (bankaya) yatırmak
- deposit
- (kapora) vermek
- deposit
- {f} biriktir
Bankaya para yatırdığında, onu biriktirirsin.
- When you put money in the bank, you deposit it.
- deposit
- mevduat
Bu mevduat yüzde üç faiz taşımaktadır.
- This deposit bears three percent interest.
Bankada 500.000 yenlik bir mevduatım var.
- I have a deposit of 500,000 yen at the bank.
- deposit
- koymak
Uygun olan bir çelik kasaya değerli eşyalarımı koymak istiyorum.
- I'd like to put my valuables in a safe deposit box, if any are available.
- deposit
- depozit
Depozito olarak üç aylık kira vermelisiniz.
- You have to give three months' rent as a deposit.
Depozito vermek zorunda mıyım?
- Do I have to leave a deposit?
- deposit
- (tortu) bırakmak
- deposit account
- mevduat hesabı
- deposit account
- vadeli hesap
- deposit account
- tasarruf hesabı
- deposit bank
- mevduat bankası
- deposit book
- banka cüzdanı
- deposit book
- mevduat cüzdanı
- deposit box
- emanet sandığı
- deposit business
- mevduat işleri
- deposit credit
- mevduat kredisi
- deposit interest
- mevduat faizi
- deposit rate
- mevduat faizi
- deposit slip
- bordro
- deposit slip
- mevduat fişi
- fixed deposit
- sabit vadeli mevduat
- foreign exchange deposit
- döviz mevduatı
- glacial deposit
- buzul çökeltisi
- lacustrine deposit
- göl birikintisi
- magmatic ore deposit
- magma cevher yatağı
- mineral deposit
- maden yatağı
- mineral deposit
- maden damarı
- ore deposit
- cevher yatağı
- safe deposit
- kasa dairesi
- safe deposit
- çelik kasa
- safe deposit box
- kiralık kasa
- safe deposit box
- özel müşteri kasası
- savings deposit
- tasarruf mevduatı
- security deposit
- güvenlik depozitosu
- term deposit
- vadeli mevduat
- time deposit
- teminat
- time deposit
- vadeli mevduat
- time deposit account
- teminat hesabı
- aeolian deposit
- rüzgar yigintisi
- alluvial ore deposit alüvyonlu
- maden yatağı
- as deposit
- kaporalı
- bank deposit account
- banka mevduat hesabı
- checkable deposit
- Bir çek hesabındaki bir başka yere aktarılabilecek meblağ
- copyright deposit
- telif hakkı ödemesi
- current deposit
- (Finans) vadesiz mevduat
- demand deposit account
- (Finans) vadesiz mevduat hesabı
- deposit attack
- birikinti korozyonu, birikinti yenimi
- deposit for purchase
- mubayaat depozitosu
- deposit insurance
- mevduat sigortası
- deposit money
- kaydı para
- deposit receipt
- mevduat makbuzu, depozit makbuzu
- deposit to be paid
- ödenecek,depozito, yatırılacak depozito
- direct deposit
- doğrudan yatırma
- for deposit only
- mevduat için sadece
- froze the deposit money
- Mevduat döndü
- money market deposit account
- para piyasası mevduat hesabı
- oil deposit
- Petrol yatağı
- printout of deposit cheque
- teminattaki çek dökümü
- radioactive deposit
- radyoaktif tortu, isimetkin çökelti
- safe deposit
- banka kasası
- spring deposit
- pınar kaynağı
- time deposit account
- vadeli mevduat hesabı
- army deposit fund
- (Askeri) KARA KUVVETLERİ MEVDUAT FONU: Kara Kuvvetleri Komutanlığınca tespit edilmiş talimata göre, askeri personelin devlet ile birlikte yatırdığı para
- clay deposit
- (Madencilik) kil yatakları
- crevasse deposit
- krevase yatağı
- deposit
- {f} yumurtlamak
- deposit
- {i} teminât
- deposit
- (Nükleer Bilimler) tortu,yatak (madencilik)
- deposit
- {f} para yatırmak
Beyefendi, ben para yatırmak istiyorum. Bunu nasıl yaparım?
- Sir, I would like to deposit my money. How do I do that?
Biraz para yatırmak istiyorum.
- I want to deposit some money.
- deposit
- {i} depozit, depozito; kaparo, pey akçesi: The salesman asked for a thirty million lira deposit. Satıcı otuz milyon lira depozit
- deposit
- deposit account mevduat hesabı
- deposit
- {f} tortu bırakmak
- deposit
- {i} katman
- deposit
- (fiil) yerleştirmek; yatırmak, bankaya yatırmak, para yatırmak; emanet etmek; yumurtlamak; tortu bırakmak; çökelmek
- deposit
- (İnşaat) depozit, artık
- deposit
- vermek
Depozito vermek zorunda mıyım?
- Do I have to leave a deposit?
- disseminated deposit
- saçınımlı yatak
- do i need to pay a deposit
- depozito ödemem gerekiyor mu
- do you need a deposit
- depozitoya ihtiyacınız var mı
- effecting a deposit
- (Kanun) tevdi etme
- eluvial deposit
- elüviyal çökel
- eluvial deposit
- cevher minerallerinin taşınmaksızın köken kaya üzerinde kalıntı şeklinde birikmesi ile oluşan yatak
- emanation deposit
- yeryuvarı yüzeyinde magma gazlarından çökelen cevher
- enrollment deposit
- (Eğitim) kayıt parası
- epigenetic ore deposit
- (Jeoloji) epijenetik cevher yatağı
- fluvioglacial deposit
- buzulların erimesiyle oluşan sularla çökelerek birikmiş çökeller
- i need a deposit slip
- para yatırma formu almam gerekiyor
- i would like to put some valuables in the safe deposit box
- bazı değerli eşyalarımı emanet kasasına koymak istiyorum
- i'd like to deposit some money
- biraz para yatırmak istiyorum
- import deposit
- (Avrupa Birliği) ithalat teminatı
- import deposit
- (Ticaret) ithalat depozitosu
- magmatic ore deposit
- magmatik cevher yatağı
- marine deposit
- deniz tortusu
- mineral deposit reserve
- (Madencilik) maden yatağı rezervi
- primary deposit
- (Askeri) esas mevduat
- radioactive deposit
- (Nükleer Bilimler) radyoaktif çökelti
- real deposit
- (Ticaret) ayni tevdiat
- residual deposit
- kalıntı yatak
- safe deposit
- kiralık kasa
- safe deposit box
- çelik kasa, emanet kasası, banka kasası
- silver deposit
- (Madencilik) gümüş yatağı
- special deposit receipt
- (Askeri) ÖZEL MEVDUATA GEÇİRİLECEK TAHSİLAT: Tahsilat yapıldığı sırada, bölümü veya şekli bilinmeyen ya da emanet hesabına bir meblağ; tevdiatı yapan namına, nihai sarf tarihine kadar tediye subayı (disboursing officer) nezdindeki hesaplarda muhafaza edilmek üzere tahsil edilen paralar
- storm deposit
- fırtına çökeli
- syngenetic ore deposit
- sinjenetik cevher yatağı
- syngenetic ore deposit
- oluşumu içinde bulunduğu kayaçla eş zamanlı olan cevher yatağı
- telephone deposit
- telefon depozitosu
- types of deposit
- (Ticaret) mevduat türleri
- vein deposit
- damar yatağı