التركية - الإنجليزية
تعريف (kumaş) في التركية الإنجليزية القاموس.
- {f} wash
- A requirement that a participant transfer to or from a competing fund to a GIC not be made directly but be "washed " through an equity fund for a period that is typically three months or longer
- apply a thin coating of paint, metal, etc , to
- {f} cleansing; rinsing; cleaning; cleaning laundry; erode; flood; be rinsed; be flooded; coat with a color
- In arid and semi-arid regions, the normally dry bed of an intermittent or ephemeral stream; an arroyo; wadi
- separate dirt or gravel from (precious minerals)
- clean with some chemical process
- The act of washing; an ablution; a cleansing, wetting, or dashing with water; hence, a quantity, as of clothes, washed at once
- Gains equal losses
- A mixture of dunder, molasses, water, and scummings, used in the West Indies for distillation
- To clean oneself with water
- The process or an instance of washing or being washed by water or other liquid
- (1) To carry, erode, remove, or destroy by the action of moving water To be carried away, removed, or drawn by the action of water Removal or erosion of soil by the action of moving water (2) A deposit of recently eroded debris (3) Low or marshy ground washed by tidal waters A stretch of shallow water (4) (Western United States) The dry bed of a stream, particularly a watercourse associated with an alluvial fan, stream, or river channel Washes are often associated with arid environments and are characterized by large, high energy discharges with high bed-material load transport Washes are often intermittent and their beds sparsely vegetated (5) Turbulence in air or water caused by the motion or action of an oar, propeller, jet, or airfoil
- {i} cleansing; rinsing; cleaning; laundry; washable items; detergent; erosion; sweeping of waves; coating
- Purchase and sale of the same security either simultaneously or within a short period of time Wash sales taking place within 30 days of the underlying purchase do not qualify as tax losses
- be capable of being washed; "Does this material wash?"
- make moist; "The dew moistened the meadows"
- to clean with some chemical process cleanse with a cleaning agent, such as soap, and water; "Wash the towels, please!" separate dirt or gravel from (precious minerals) move by or as if by water; "The swollen river washed away the footbridge" admit to testing or proof; "This silly excuse won't wash in traffic court" be capable of being washed; "Does this material wash?
- the flow of air that is driven backwards by an aircraft propeller
- Back: Scottish term for "Fermenter" Made either from wood or stainless steel
- An alluvial cone formed by a stream at the base of a mountain
- kumaş
- fabric
Its fabric didn't come from India, did it?
-Kumaşları Hindistan'dan gelmedi değil mi?
The dress is made of a thin fabric.
-Elbise ince bir kumaştan yapılmıştır.
- kumaş
- cloth
She bought a yard of cloth.
-O bir yarda kumaş satın aldı.
We are cut from the same cloth.
-Biz aynı kumaştan kesilmişiz.
- çizgili kumaş
- stripe
- çok ince kumaş
- zephyr
- dokuma kumaş
- textile fabric
- ekose (kumaş)
- tartan
- havlu kumaş
- (Tekstil) towelling
- ipek kumaş
- (Tekstil) damask
- perdelik kumaş
- (Tekstil) glazed cotton
- polar kumaş
- (Tekstil) polar fleece
- sentetik bir kumaş türü
- (Tekstil) acetate
- sentetik kumaş
- (Tekstil) vinyl
- teni dalayan (kumaş/giysi)
- itchy
- Ağ şeklinde dokunmuş bir tür sentetik kumaş
- powermesh
- balık sırtı kumaş deseni
- (textile) Herringbone
- eni boyuna eşit olan (kumaş)
- most of which have equal length (cloth)
- fitilli kumaş
- rep
- keten ve yünden dokunan kumaş
- fabrics woven from linen and wool
- penye kumaş
- (Tekstil) Combed cotton
- alpaka türü bir kumaş
- brilliantine
- alpaka yününden kumaş
- alpaca
- astarlık kumaş
- lining fabric
- atkılından yapılmış kumaş
- horsehair
- baklava desenli kumaş
- diaper
- balmumlu kumaş
- oilcloth
- basma kumaş
- printed material, printed fabric
- battaniyelik kumaş
- blanketing
- benekli kumaş
- polka dot
- benekli kumaş
- dotted cloth, fabric decorated with small dots
- bir tür kumaş
- moreen
- bir tür kumaş
- chambray
- bu kumaş dayanıklı mı
- Do you think this material is durable
- damalı kumaş
- checked material, check
- dantel kumaş
- ruching
- devetüyünden dokunmuş kumaş
- camel's hair
- devetüyünden dokunmuş kumaş
- camel hair
- devore kumaş
- (Tekstil) burnt-out (fabric)
- devore kumaş
- (Tekstil) burnt-out fabric
- dokuma kumaş
- textile, textile fabric
- dokuma kumaş
- (Tekstil) textile
- dokuma pamuk kumaş
- chino
- dokunmuş kumaş
- textile
- dokusuz kumaş
- bonded fabric, nonwoven fabric
- donuk açık kahverengi kumaş
- drab
- döşemelik kumaş
- upholstery fabric
- döşemelik kumaş
- soft furnishings
- döşemelik kumaş
- drapery
- döşemelik kumaş
- upholstery
- ekose kumaş
- tartan
- ekose kumaş
- plaid
- ekose kumaş
- ecossaise
- ekoseli kumaş
- plaid
- el dokuması kaba kumaş
- russet
- elastik kumaş
- elastic
- elbiselik kumaş
- dress fabric, coating
- emprime kumaş
- printed material
- enlemesine kumaş çizgisi
- (Tekstil) crossways grain
- eteklik kumaş
- skirting
- fitilli döşemelik kumaş
- rep
- fitilli döşemelik kumaş
- reps
- fitilli kadife kumaş
- (Tekstil) corduroy cloth
- fitilli kumaş
- corduroy
- fitilli kumaş
- whipcord
- fitilli kumaş
- reps
- fitilli kumaş
- twill
Did you know that denim is actually a type of twill fabric?
-Denimin aslında fitilli kumaş türü olduğunu biliyor muydunuz?
- fitilli kumaş dokumak
- twill
- flanel taklidi pamuklu kumaş
- flannelette
- flanel taklidi pamuklu kumaş
- flannelet
- gevşek dokunmuş yumuşak kumaş
- sponge cloth
- gofre kumaş
- seersucker
- hareli kumaş
- moire, moiré
- hareli kumaş
- moire
- havlu kumaş
- terry cloth
- havlu kumaş
- Terry
- havluluk kumaş
- towelling
- havlı kumaş
- pile fabric
- havlı yün kumaş
- ripple cloth
- ince keten ipek kumaş
- foulard
- ince kumaş
- tissue
- ince yün kumaş
- Saxony
- ince yünlü kumaş
- doeskin
- ince çizgili (kumaş/giysi)
- pinstriped
- ince çizgili kumaş
- hairline
- incecik ipekli kumaş
- georgette
- ipek kumaş
- pongee
- ipek taklidi kumaş
- (Tekstil) pongee
- ipek ve yün kumaş mağazası
- mercery
- ipek veya devetüyünden kumaş
- camlet
- ipekli incecik kumaş
- grenadine
- ipekli kalın kumaş
- samite
- ipekli kumaş
- silk
- ipekli kumaş
- atlas
- ipekli parlak bir kumaş
- lutestring
- ipekli yün kumaş
- bombasine
- kaba pamuklu kumaş
- drill
- kaba pamuklu kumaş
- denim
- kaba tüylü kumaş
- shag
- kaba yün kumaş
- duffel
- kaba yün kumaş
- duffle
- kaba yün kumaş
- frieze
- kabartma çizgili kumaş
- twill
- kalın bir tür kumaş
- covert
- kalın pamuklu bir kumaş
- Marseille
- kalın pamuklu kumaş
- cretonne
- kalın yünlü kumaş
- dreadnought
- kareli kumaş
- plaid
- karışık kumaş
- blended fabric, union
- karışık renkli kumaş
- heather mixture
- kaşmir kumaş
- cashmere
- keten kumaş
- linen
- keçe kumaş
- felting
- keçe kumaş
- felt cloth, woven felt
- kostümlük kumaş
- suiting
- kot kumaş
- tick
- krepon kumaş
- crape
- kumaş
- material
I want a suit made of this material.
-Bu kumaştan yapılmış bir takım elbise istiyorum.
The rough material hurt the child's tender skin.
-Kaba kumaş çocuğun nazik cildini incitti.
- kumaş
- drape
- kumaş
- woof
- kumaş
- cloth, fabric, material
- kumaş
- contexture
- kumaş
- materials
- kumaş
- stuff
- kumaş apresi
- cloth finishing
- kumaş artığı
- shoddy
- kumaş açıcı
- cloth expander
- kumaş ağırlığı
- fabric weight
- kumaş baskısı
- cloth printing, fabric printing
- kumaş besleme
- cloth supply
- kumaş borsası
- cloth hall
- kumaş boyama yöntemi
- batik
- kumaş deseni
- bird's eye
- kumaş dinkleme
- cloth fulling, cloth milling
- kumaş germe donanımı
- spreading machine
- kumaş görünümü
- fabric appearance
- kumaş kabartıcı
- teasel
- kumaş kabartıcı
- teazel
- kumaş kabartıcı
- teazle
- kumaş kenarı
- selvage edge
- kumaş kenarı
- selvage
- kumaş kenarı
- selvage, selvedge, list
- kumaş kenarı
- list
- kumaş mamülleri
- dry goods
- kumaş mengenesi
- mangle
- kumaş nemeleme
- sponger
- kumaş nemeleme makinesi
- sponger
- kumaş pantolon
- corduroy
- kumaş roliği
- cloth beam, cloth roller
- kumaş sarma makinesi
- cloth take-up machine
- kumaş telefi
- cloth waste
- kumaş tiftiği
- lint
- kumaş topu
- cloth batch, batch
- kumaş tutumu
- feel, cloth feel
- kumaş yumuşatıcı
- fabric softener
- kumaş yüzü
- right side
- kumaş örneği
- swatch
- kuğu tüyüne benzer kumaş
- swan's down
- kıl kumaş
- haircloth
- kırmızı kumaş boya maddesi
- fuchsine
- kıvrımlar halinde duran kumaş
- drapery
- kıvırcık çubuklu kumaş
- seersucker
- lastik kumaş
- rubber cloth
- nonwoven kumaş
- nonwoven fabric
- paltoluk kumaş
- coating
- pamuklu ince kumaş
- cambric
- pamuklu kaba kumaş
- dungaree
- pamuklu kumaş
- cotton cloth, cotton fabric
- pantolonluk kumaş
- trousering
- parlak kumaş
- lustrine
- parça kumaş
- fent
- parça kumaş
- remnant
- parça kumaş
- piece goods
- parça kumaş
- swatch
- parça kumaş
- cut
- perdelik kumaş
- chintz
- perdelik pamuklu kumaş
- (Teknik,Tekstil) casement
- perdelik pamuklu kumaş
- monk's cloth
- puantiyeli kumaş
- polka dot
- renkli kumaş
- coloured cloth
- saten taklidi kumaş
- satinet
- saten taklidi kumaş
- satinette
- saten taklidi pamuklu kumaş
- sateen
- sağlam ayakkabılık kumaş
- lasting
- sağlam dokunmuş kumaş
- webbing
- su geçirmez kumaş
- waterproof
- suni ipek veya naylon kumaş
- ninon
- sık kumaş
- (Tekstil) close fabric
- sırlı kumaş
- lustrine
- sırmalı ipek kumaş
- brocade
- taramak (kumaş)
- teasel
- telli kumaş
- (Tekstil) lame cloth
- tersine çevrilebilir kumaş
- (Tekstil) reversible fabric
- tozluk olarak bacağa dolanan kumaş
- puttee
- tüylü kumaş
- fleece
- tüylü kumaş
- pile fabric
- verev kumaş
- (Havacılık) biased fabric
- vinil kaplanmış kumaş
- vinyl coated cloth
- yanardöner kumaş
- shot cloth
- yapağıdan dokunmuş kumaş
- cilice
- yün kumaş
- tweed
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف (kumaş) في التركية التركية القاموس.
- flam kumaş
- (Tekstil) Düzenli ve düzensiz çizgi efektlerine sahip kumaş
- kumaş
- Bir varlığı veya kişiliği oluşturan nitelik veya malzeme
- kumaş
- Pamuk, yün, ipek gibi şeylerden makinede dokunmuş her türlü dokuma
- kumaş
- Pamuk, yün, ipek gibi şeylerden makinede dokunmuş her türlü dokuma: "Her şey, esvap ve eşya Bursa'da dokunan ipek kumaşlardan yapılmıştır."- F. R. Atay
- kumaş mengenesi
- Yeni dokunmuş veya yıkanmış kumaşların ütülenmek amacıyla içinden geçirildiği silindir alet
المصطلحات ذات الصلة
(kumaş)
الواصلة
(ku·maş)Resimler
المفضلات