Both you and I are students.
Both of my parents were brought up in the country.
- Ebeveynlerimin her ikisi de ülkede yetiştirildiler.
Tom and his wife both have to work to make ends meet.
- Tom ve karısı kıt kanaat geçinmek için her ikisi çalışmak zorunda.
Either way will lead you to the station.
- Her iki yol da seni istasyona götürecektir.
He can write with either hand.
- O her iki eliyle yazabilir.