تعريف (building) في الإنجليزية التركية القاموس.
- nizam olmayan detached
- kuş kafesi gibi small and beautiful
- building
- {i} inşaat
Ahşap inşaatlar kolayca alev alabilir.
- Wooden buildings catch fire easily.
İnşaat malzemeleri şimdi pahalıdır.
- Building materials are expensive now.
- building
- {i} bina
Araba, binanın önüne park edildi.
- The car is parked in front of the building.
20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.
- Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings.
- building
- {i} inşa etme
Bu araçlar bir ev inşa etmek için kullanılır.
- These tools are used for building a house.
O, üzerine ev inşa etmek amacıyla arsayı aldı.
- He bought the land for the purpose of building his house on it.
- building
- {i} yapım, inşa, inşaat
- nest-building
- Kuşların yuva yapma işi
- building
- yapı yapma
- building
- {i} yapı
Bu bina taştan yapılmıştır.
- This building is made of stone.
Bina 1960'ta yapıldı.
- The building was built in 1960.
- building
- {f} inşa et: prep.inşa ederek
- building
- {i} kurma
O yürürken onun beyni yüzlerce harika şeyler planlamakla, yüzlerce hayaller kurmakla meşguldü.
- As he walked along, his brain was busy planning hundreds of wonderful things, building hundreds of castles in the air.
- building
- {f} inşa et
Bu araçlar bir ev inşa etmek için kullanılır.
- These tools are used for building a house.
Onlar yeni bir okul binası inşa etmek için bir proje oluşturdu.
- They formed a project to build a new school building.
- office building
- ofis binası
- building
- building block çimento bloku
- building
- {i} apartman
Tom şimdi yaşadığım aynı apartman dairesinde yaşardı.
- Tom used to live in the same apartment building as I do now.
Tom mümkün olduğu kadar Mary'nin apartmanına yakın parketti.
- Tom parked as close to Mary's apartment building as he could.
- building
- {i} inşa
Kulenin inşa edilmesinde yıllar harcandı.
- Many years have been spent in building the tower.
Yani sonuçta, Web'i dil öğrenmede daha iyi bir yer yapmak için biz Tatoeba ile sadece temelleri inşa ediyoruz.
- So ultimately, with Tatoeba we are only building the foundations… to make the Web a better place for language learning.
- building
- (Otomotiv) sırt geçirme
- building
- (Bilgisayar) oluşturma
Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır.
- The information presented in Kelly's paper on color coordination is seen to be of use in building up an alternative theory.
- building
- (İnşaat) inşa ederek
- building
- yapma
Onlar evi yapmak için altı ay harcadılar.
- They spent six months building the house.
Yani sonuçta, Web'i dil öğrenmede daha iyi bir yer yapmak için biz Tatoeba ile sadece temelleri inşa ediyoruz.
- So ultimately, with Tatoeba we are only building the foundations… to make the Web a better place for language learning.
- building
- inşaatçılık
- building area
- (İnşaat) inşaat alanı
- building block
- yapıtaşı
- building blocks
- temeller
- building code
- (İnşaat) yapım kuralları
- building cost
- inşaat maliyeti
- building inspection
- yapı denetimi
- building land
- arsa
- building laws
- inşaat hukuku
- building lime
- yapı kireci
- building owner
- (İnşaat) inşaat sahibi
- building site
- inşaat alanı
Almanya'da bir inşaat alanında II. Dünya savaşı zamanından bir bomba patladı, en azından bir kişi öldü.
- A bomb from the time of World War II has exploded at a building site in Germany, killing at least one person.
Ben bir inşaat alanında çalışıyorum.
- I work on a building site.
- building site
- (İnşaat) inşaat sahası
- building sites
- şantiyeler
- building society
- (Ticaret) inşaat şirketi
- building stones
- yapı taşları
- confidence building measures
- (Askeri) güven artırıcı önlemler
- institution’s building
- kurum binası
- intelligent building
- (İnşaat) akıllı bina
- multipurpose building
- (Turizm) çok amaçlı yapı
- museum building
- müze binası
- reinforced concrete building
- (İnşaat) betonarme bina
- residence building
- konut binası
- ruined building
- virane
- sick building syndrome
- hasta bina sendromu
- wooden building
- ahşap yapı
- wooden building
- ahşap bina
- additional building
- ek bina
- apartment building
- apartman
Tom şimdi yaşadığım aynı apartman dairesinde yaşardı.
- Tom used to live in the same apartment building as I do now.
Bizim apartmanın bodrum katında bir çamaşırhane var.
- There's a laundromat in the basement of our apartment building.
- bank building
- banka binası
- body building
- vücut geliştirme
- building
- dikili
- building
- dikinti
- building act
- bina inşaat kanunu
- building block
- yapı taşı
- building block principle
- blok yapı ilkesi
- building code
- bina mevzuatı
- building code
- yapı yasaları
- building complex
- inşaat kompleksi
- building component
- yapı bileşeni
- building construction
- bina yapımı
- building contractor
- müteahhit
- building contractor
- inşaatçı
- building contractor
- üstenci
- building density
- yapı yoğunluğu
- building department
- inşaat departmanı
- building expenses
- inşaat masrafları
- building expert
- yapı uzmanı
- building height
- yapı yüksekliği
- building license
- inşaat ruhsatı
- building license
- yapı ruhsatı
- building license
- yapı oluru
- building line
- cephe hattı
- building loan
- inşaat kredisi
- building lot
- yapı alanı
- building lot
- inşaat sahası
- building maintenance
- bina bakımı
- building manager
- şantiye şefi
- building material
- inşaat malzemesi
- building material
- yapı gereci
- building paper
- katranlı mukavva
- building permit
- inşaat ruhsatı
- building plot
- imar parseli
- building plot
- yapı yerbölümü
- building regulation
- bina nizamnamesi
- building regulation
- yapım kuralı
- building regulation
- bina talimatnamesi
- building regulations
- yapı kuralları
- building research
- yapı araştırması
- building scheme
- yapı tasarımı
- building site
- yapı mahali
- building site
- şantiye
Ben bir şantiyede çalışıyorum.
- I work on a building site.
Şantiyelerde, baretler her zaman takılmalıdır.
- On building sites, hard hats must be worn at all times.
- building society
- yapı kooperatifi
- building stone
- inşaat taşı
- building stone
- yapıtaşı
- building system
- inşaat sistemi
- building tax
- bina vergisi
- building technique
- inşaat tekniği
- building trade
- inşaat sanayi
- building trade
- yapı sanayi
- building trade
- inşaat sektörü
- building zone
- yapı bölgesi
- church building
- kilise binası
- compiler building system
- derleyici yapım sistemi
- contiguous building
- bitişik yapı
- detached building
- müstakil bina
- detached building
- ayrı bina
- embassy building
- sefarethane
- factory building
- fabrika binası
- farm building
- çiftlik binası
- high rise building
- büyük bina
- medical building
- hastane binası
- mutual building association
- yapı kooperatifi
- out building
- ek bina
- road building
- yol inşaatı
- road building
- yol yapımı
- roman building
- roma yapıları
- ship building
- gemi sanayii
- unlawful building
- kaçak yapı
- unlawful building
- kaçak inşaat
- building
- inşa/bina
- agenda building
- gündem belirleme
- agenda building
- Gündem oluşturma
- agenda building
- gündemi belirleme
- auxilary building
- (Mimarlık) Ek bina
- brand building
- Markalaştırma
- brand building
- (Pazarlama) marka iletişimi ve ürün lansmanları
- building
- build geliştir/inşa et
- building area
- iskân sahası, yerleşme alanı
- building audit
- yapı denetim
- building block
- temel ilke
- building bylaw
- bina inşaat nizamnamesi
- building contractor
- İnşaat müteahhiti
- building description
- bina tasviri
- building fund
- inşaat fonu
- building plaster
- bina alçısı
- building rentals
- dükkân kiraları
- building societies
- Bina toplumların
- building-up
- Yapı-up
- capacity building
- Beceri kazandırma, kapasite ve yeteneklerini artırma, geliştirme
- community building
- Topluluk oluşturma
The course provides a central community-building opportunity for the mentors.
- confidence building
- güven artırıcı
- damage to a building
- bina hasarı
- depreciation building
- bina ve demirbaş amortismani
- home building
- ev bina
- machine building
- makinası
- model building
- model geliştirme
- official building
- Resmi bina
- school building
- okul binası
- senate office building
- senato ofis binası
- team building
- takım oluşturma
- the empire state building
- Empire State Building
- theatre building
- tiyatro binası
- trust-building
- güven oluşturmak
- word building
- kelime bina