تعريف (building) في الإنجليزية التركية القاموس.
- nizam olmayan detached
- kuş kafesi gibi small and beautiful
- building
- {i} inşaat
İki tane kuş, inşaat izni olmadan bir yuva inşa etti.
- The two birds built a nest without a building permit.
Bir inşaat şirketinde on beş yıldan sonra, Bill Pearson'a sorumlu bölge müdürü pozisyonu verildi.
- After fifteen years at a building firm, Bill Pearson was given the responsible position of area manager.
- building
- {i} bina
Onlar yeni binada çalışmaktalar.
- They have been working on the new building.
Dün Japonya'da bir sürü bina deprem dolayısıyla yıkıldı.
- A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.
- building
- {i} inşa etme
O, üzerine ev inşa etmek amacıyla arsayı aldı.
- He bought the land for the purpose of building his house on it.
Yeni bir ev inşa etmek bir sürü paraya mâl olur.
- Building a new house cost a lot of money.
- building
- {i} yapım, inşa, inşaat
- nest-building
- Kuşların yuva yapma işi
- building
- yapı yapma
- building
- {i} yapı
Bina 1960'ta yapıldı.
- The building was built in 1960.
Para spor salonunun yapımı için ayrılmıştır.
- The money was appropriated for building the gymnasium.
- building
- {f} inşa et: prep.inşa ederek
- building
- {i} kurma
O yürürken onun beyni yüzlerce harika şeyler planlamakla, yüzlerce hayaller kurmakla meşguldü.
- As he walked along, his brain was busy planning hundreds of wonderful things, building hundreds of castles in the air.
- building
- {f} inşa et
Bu araçlar bir ev inşa etmek için kullanılır.
- These tools are used for building a house.
Onlar deprem için güvenli bir bina inşa etti.
- They built a safe building for earthquakes.
- office building
- ofis binası
- building
- building block çimento bloku
- building
- {i} apartman
Tom şimdi yaşadığım aynı apartman dairesinde yaşardı.
- Tom used to live in the same apartment building as I do now.
Benim apartmanımda köpeklere izin verilmez.
- Dogs aren't allowed in my apartment building.
- building
- {i} inşa
Onlar yeni bir okul binası inşa etmek için bir proje oluşturdu.
- They formed a project to build a new school building.
Yani sonuçta, Web'i dil öğrenmede daha iyi bir yer yapmak için biz Tatoeba ile sadece temelleri inşa ediyoruz.
- So ultimately, with Tatoeba we are only building the foundations… to make the Web a better place for language learning.
- building
- (Otomotiv) sırt geçirme
- building
- (Bilgisayar) oluşturma
Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır.
- The information presented in Kelly's paper on color coordination is seen to be of use in building up an alternative theory.
- building
- (İnşaat) inşa ederek
- building
- yapma
Demir, gemi yapmada kullanılır.
- Iron is used in building ships.
20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.
- Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings.
- building
- inşaatçılık
- building area
- (İnşaat) inşaat alanı
- building block
- yapıtaşı
- building blocks
- temeller
- building code
- (İnşaat) yapım kuralları
- building cost
- inşaat maliyeti
- building inspection
- yapı denetimi
- building land
- arsa
- building laws
- inşaat hukuku
- building lime
- yapı kireci
- building owner
- (İnşaat) inşaat sahibi
- building site
- inşaat alanı
Almanya'da bir inşaat alanında II. Dünya savaşı zamanından bir bomba patladı, en azından bir kişi öldü.
- A bomb from the time of World War II has exploded at a building site in Germany, killing at least one person.
Ben bir inşaat alanında çalışıyorum.
- I work on a building site.
- building site
- (İnşaat) inşaat sahası
- building sites
- şantiyeler
- building society
- (Ticaret) inşaat şirketi
- building stones
- yapı taşları
- confidence building measures
- (Askeri) güven artırıcı önlemler
- institution’s building
- kurum binası
- intelligent building
- (İnşaat) akıllı bina
- multipurpose building
- (Turizm) çok amaçlı yapı
- museum building
- müze binası
- reinforced concrete building
- (İnşaat) betonarme bina
- residence building
- konut binası
- ruined building
- virane
- sick building syndrome
- hasta bina sendromu
- wooden building
- ahşap yapı
- wooden building
- ahşap bina
- additional building
- ek bina
- apartment building
- apartman
Benim apartmanımda köpeklere izin verilmez.
- Dogs aren't allowed in my apartment building.
Tom mümkün olduğu kadar Mary'nin apartmanına yakın parketti.
- Tom parked as close to Mary's apartment building as he could.
- bank building
- banka binası
- body building
- vücut geliştirme
- building
- dikili
- building
- dikinti
- building act
- bina inşaat kanunu
- building block
- yapı taşı
- building block principle
- blok yapı ilkesi
- building code
- bina mevzuatı
- building code
- yapı yasaları
- building complex
- inşaat kompleksi
- building component
- yapı bileşeni
- building construction
- bina yapımı
- building contractor
- müteahhit
- building contractor
- inşaatçı
- building contractor
- üstenci
- building density
- yapı yoğunluğu
- building department
- inşaat departmanı
- building expenses
- inşaat masrafları
- building expert
- yapı uzmanı
- building height
- yapı yüksekliği
- building license
- inşaat ruhsatı
- building license
- yapı ruhsatı
- building license
- yapı oluru
- building line
- cephe hattı
- building loan
- inşaat kredisi
- building lot
- yapı alanı
- building lot
- inşaat sahası
- building maintenance
- bina bakımı
- building manager
- şantiye şefi
- building material
- inşaat malzemesi
- building material
- yapı gereci
- building paper
- katranlı mukavva
- building permit
- inşaat ruhsatı
- building plot
- imar parseli
- building plot
- yapı yerbölümü
- building regulation
- bina nizamnamesi
- building regulation
- yapım kuralı
- building regulation
- bina talimatnamesi
- building regulations
- yapı kuralları
- building research
- yapı araştırması
- building scheme
- yapı tasarımı
- building site
- yapı mahali
- building site
- şantiye
Ben bir şantiyede çalışıyorum.
- I work on a building site.
Şantiyelerde, baretler her zaman takılmalıdır.
- On building sites, hard hats must be worn at all times.
- building society
- yapı kooperatifi
- building stone
- inşaat taşı
- building stone
- yapıtaşı
- building system
- inşaat sistemi
- building tax
- bina vergisi
- building technique
- inşaat tekniği
- building trade
- inşaat sanayi
- building trade
- yapı sanayi
- building trade
- inşaat sektörü
- building zone
- yapı bölgesi
- church building
- kilise binası
- compiler building system
- derleyici yapım sistemi
- contiguous building
- bitişik yapı
- detached building
- müstakil bina
- detached building
- ayrı bina
- embassy building
- sefarethane
- factory building
- fabrika binası
- farm building
- çiftlik binası
- high rise building
- büyük bina
- medical building
- hastane binası
- mutual building association
- yapı kooperatifi
- out building
- ek bina
- road building
- yol inşaatı
- road building
- yol yapımı
- roman building
- roma yapıları
- ship building
- gemi sanayii
- unlawful building
- kaçak yapı
- unlawful building
- kaçak inşaat
- building
- inşa/bina
- agenda building
- gündem belirleme
- agenda building
- Gündem oluşturma
- agenda building
- gündemi belirleme
- auxilary building
- (Mimarlık) Ek bina
- brand building
- Markalaştırma
- brand building
- (Pazarlama) marka iletişimi ve ürün lansmanları
- building
- build geliştir/inşa et
- building area
- iskân sahası, yerleşme alanı
- building audit
- yapı denetim
- building block
- temel ilke
- building bylaw
- bina inşaat nizamnamesi
- building contractor
- İnşaat müteahhiti
- building description
- bina tasviri
- building fund
- inşaat fonu
- building plaster
- bina alçısı
- building rentals
- dükkân kiraları
- building societies
- Bina toplumların
- building-up
- Yapı-up
- capacity building
- Beceri kazandırma, kapasite ve yeteneklerini artırma, geliştirme
- community building
- Topluluk oluşturma
The course provides a central community-building opportunity for the mentors.
- confidence building
- güven artırıcı
- damage to a building
- bina hasarı
- depreciation building
- bina ve demirbaş amortismani
- home building
- ev bina
- machine building
- makinası
- model building
- model geliştirme
- official building
- Resmi bina
- school building
- okul binası
- senate office building
- senato ofis binası
- team building
- takım oluşturma
- the empire state building
- Empire State Building
- theatre building
- tiyatro binası
- trust-building
- güven oluşturmak
- word building
- kelime bina