التركية - الإنجليزية
تعريف () fizik في التركية الإنجليزية القاموس.
- (Tıp) physic
- The art or profession of healing disease; medicine
- {n} the art of healing, a medicin, a purge
- {v} to purge with physic, cleanse, cure
- To work on as a remedy; to heal; to cure
- To cure or heal; to treat or administer medicine, especially to purge
- medicine, as in: Grandmother gave him a physic for his stomachache
- A medicine or drug, especially a cathartic or purgative
- Specifically, a medicine that purges; a cathartic
- A medicinal preparation
- A medicine or the skill of healing physician a doctor of medicine who trained at university
- {i} medicine, drug; cathartic, diarrhetic, laxative
- To treat with physic or medicine; to administer medicine to, esp
- A specific internal application for the cure or relief of sickness; a remedy for disease; a medicine
- The art of healing diseases; the science of medicine; the theory or practice of medicine
- a purging medicine; stimulates evacuation of the bowels
- a cathartic; to operate on as a cathartic; to purge
- {f} provide medicine, administer drugs; act as a laxative, function as a diarrhetic
- fizik
- physics
In college, I fared ill with physics and well with chemistry.
-Üniversitede fizik dersini başaramadım ama kimyayı başardım.
I don't have much knowledge of physics.
-Fizik hakkında çok fazla bilgim yok.
- alan teorisi (fizik)
- (Fizik) field theory
- deneysel fizik
- experimental physics
- fizik
- build
- fizik bilimi
- physic
- fizik dersi
- (Eğitim) physics lesson
- fizik laboratuarı
- physics laboratory
- fizik muayene
- physical examination
- fizik tedavi teknisyeni
- (Askeri) physical therapy aide
- fizik tedavi uzmanı
- (Askeri) physical therapist
- fizik tedavici
- (Tıp) physiotherapist
- fizik tedavisi
- physical therapy
- fizik yapısı
- physique
- teorik fizik
- (Fizik) theoretical physics
- fizik tedavi
- Physical therapy
Tom will need physical therapy.
-Tom'un fizik tedavisine ihtiyacı olacak.
- fizik öğretmeni
- physics teacher
- kültür fizik
- physical culture
- ana röle; fizik asistanı; varış ihtimali; halkla ilişkiler
- (Askeri) parent relay; physician assistant; probability of arrival; public affairs
- fizik
- physique
- fizik
- physical science
Physics is the basic physical science.
-Fizik esas doğa bilimidir.
- fizik
- (bilim) physics; physique
- fizik bölümü
- physics department
- fizik bölümü
- department of physics
- fizik envanter
- (Ticaret) physical inventory
- fizik felsefesi
- (Eğitim) philosophy of physics
- fizik hakikati
- physical reality
- fizik kanunu
- physics law
- fizik laboratuvarı
- physics lab
- fizik laboratuvarı
- physics laboratory
- fizik muayenesi yapmak
- make a physical examination
- fizik mühendisi
- physics engineer
- fizik tedavi
- physiotherapy
- fizik tedavi kısım şefi
- (Askeri) chief physical therapist
- fizik tedavi uzmanı
- physiotherapist
- fizik tedavisi
- physical therapy, physiotherapy
- fizik yapısı build
- (of a person's body)
- kuramsal fizik
- pure physics
- nükleer fizik
- atomics
- nükleer fizik
- nuclear physics
- psiko-fizik
- psychophysics
- teorik fizik
- pure physics
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف () fizik في التركية التركية القاموس.
- fizik motoru
- (Bilgisayar) Fizik motoru, video oyunlarında ve simülasyon yazılımlarında kullanılan, üç boyutlu nesnelerin çarpışma testi ve bu gibi fiziksel etkileşimlerini test eden bir yazılımdır. İçinde bir çok fizik formülü tanımlıdır. Video oyun motorlarının bir parçasıdır
- fizik
- Genel ya da geçici yasalara bağlı, deneysel olarak araştırılabilen, ölçülebilen, matematiksel olarak tanımlanabilen madde ve enerji olgularıyla uğraşan bilim dalı
- fizik
- Maddenin kimyasal yapısındaki değişiklikler dışında genel veya geçici yasalara bağlı, deneysel olarak araştırılabilen, ölçülebilen, matematiksel olarak tanımlanabilen madde ve enerji olgularıyla uğraşan bilim dalı. İnsanın doğal yapısı
- fizik
- Kişinin dış görünüşü
- fizik
- İnsanın doğal yapısı
- fizik
- Genel veya geçici yasalara bağlı, deneysel olarak araştırılabilen, ölçülebilen, matematiksel olarak tanımlanabilen madde ve enerji olgularıyla uğraşan bilim dalı
- fizik gücü
- İnsan veya hayvanın beden yapısı
- fizik kondisyonu
- Bir sporcunun fiziksel ve ruhsal bakımdan durumu
- fizik tedavisi
- Hastalıkları su, ışık, hava, elektrik gibi fiziksel ve mekanik yöntemlerle tedavi etme
- fizik yapısı
- Bir insanın vücut görünüşü
- fizik ötesi
- Doğa ötesi