Seyirciler tarafından yuhalanmak hakemler için olağandır.
- Von den Zuschauern ausgebuht zu werden, gehört für Schiedsrichter zum Alltag.
İngilizce uluslararası bir izleyici kitlesiyle konuşurken, oldukça sık tercih edilen bir dildir.
- English is quite often the language of choice when speaking to an international audience.
Onun konuşması izleyiciyi tahrik etti.
- Her speech moved the audience.
Seyircilerin hepsi yabancıydı.
- The audience were all foreigners.
Seyircilerden bir tezahürat yükseldi.
- A cheer went up from the audience.
Titanik filmi tüm dünyada izleyicilere taşındı.
- The movie Titanic moved audiences around the world.
İzleyicilerin yaklaşık yarısı kadındı.
- Around half of the audience were female.
Konuşmacı mesajını dinleyicilere anlatamadı.
- The lecturer couldn't get his message across to the audience.
Konuşma dinleyicileri derinden etkiledi.
- The speech deeply affected the audience.
Seyirci kitlesi onu destekledi.
- The mass of the audience supported him.
Belediye başkanı büyük bir kitleye hitap etti.
- The Mayor addressed a large audience.
Öfkesini dinleyiciden sakladı.
- He concealed his anger from the audience.
Dinleyiciler çoğunlukla öğrencilerden oluşuyordu.
- The audience consisted mainly of students.
Romancı büyük bir okuyucu kitlesiyle konuştu.
- The novelist talked to a large audience.
The stadium was packed with excited spectators.
- Das Baseballstadion war voll von aufgeregten Zuschauern.
It would demoralize the opposing team to give it the razz from the spectators' side.
- Es würde das gegnerische Team zermürben, wenn man es seitens der Zuschauer stressen würde.