Yağmur elbiselerimi sırılsıklam etti.
- The rain soaked through my clothes.
Tom küvetin içinde sırılsıklam oldu.
- Tom soaked in the bathtub.
Tom tamamen yağmurla ıslanmıştı.
- Tom was completely soaked by the rain.
Tom iliklerine kadar ıslanmıştı.
- Tom was soaked to the skin.