zuführen

listen to the pronunciation of zuführen
ألمانية - التركية
الإنجليزية - التركية

تعريف zuführen في الإنجليزية التركية القاموس.

feeding
besleme

Köpeğimi ne tür mamayla beslemeliyim? - What kind of food should I be feeding my dog?

Köpeğimi dondurma ile beslememde bir sorun olur mu? - Is there any problem with feeding my dog ice cream?

supply
tedarik

Tom ve Mary tedarik dolabında seks yaptı. - Tom and Mary had sex in the supply closet.

Bu su kulesi üç günlük tedariki tutar. - That water tower holds a three-day supply.

supply
{i} arz

Son zamanlarda bu ürün için talep arzdan daha hızlı artmıştır. - Recently the demand for this product has increased faster than the supply.

Arz ve talep arasında yakın ilişki vardır. - There is close relationship between supply and demand.

supply
arz,v.sağla: n.tedarik
feeding
{f} besle

Köpeğimi ne kadar beslemeliyim? - How much food should I be feeding my dog?

Köpeğimi ne tür mamayla beslemeliyim? - What kind of food should I be feeding my dog?

supply
mevcut
supply
vermek
feeding
(Elektrik, Elektronik) Değişik noktalardan (genellikle iyonosfer) gelen radyo dalgalarının fazlarının,herhangi bir noktada birbirini destekleyecek ya da zayıflatacak yönde bulunmaları sonucunda alınan sinyal kuvvetindeki artma ya da azalma
feeding
besleyerek
feeding
{i} bakma
feeding
{i} geçindirme
feeding
{i} doyurma
feeding
(Tıp) Gıda, yemek, besin
supply
{i} ödenek
supply
{i} levazım
supply
(Avrupa Birliği) sağlamak, temin etmek, tedarik etmek
supply
{f} with (birinin ihtiyacını) karşılamak; (bir şeyi) bulup (müşteriye) ulaştırmak: He supplies us with tobacco. Tütün ihtiyacımızı karşılıyor
supply
bir makamı işgal etmek