ziyarette

listen to the pronunciation of ziyarette
التركية - الإنجليزية
pay visit
ziyaret
visit

I really look forward to your visit in the near future. - Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.

I haven't visited the headquarters of Twitter. - Twitter'ın genel merkezini ziyaret etmedim.

ziyaret
visitation

Sami arrived for his visitation day. - Sami ziyaret günü için geldi.

ziyaret
{i} stay

Next time I visit San Francisco, I'd like to stay at that hotel. - San Fransisko'yu bir dahaki ziyaretimde o otelde kalmak istiyorum.

She visits him quite often, but never stays very long. - O, sık sık onu ziyaret eder, ancak asla uzun kalmaz.

ziyaret
visiting

I don't like visiting big cities. - Büyük şehirleri ziyaret etmekten hoşlanmam.

I remember Fred visiting Kyoto with his mother. - Fred'in annesiyle birlikte Kyoto'u ziyaret edişini hatırlıyorum.

ziyaret
(Bilgisayar) visits

She visits us every other day. - O, gün aşırı bizi ziyaret eder.

Lucy sometimes visits May. - Lucy ara sıra May'i ziyaret eder.

ziyaret
call

I think you had better call on him. - Sanırım onu ziyaret etsen iyi olur.

May I call on you some day? - Ben, bir gün sizi ziyaret edebilir miyim?

ziyaret
pilgrimage
ziyaret
visit; call
ziyaret
visit, call
ziyaret
circuit
التركية - التركية

تعريف ziyarette في التركية التركية القاموس.

Ziyaret
görüş
ZİYARET
(Osmanlı Dönemi) Görüşmeğe gitmek. Bir kimseyi görmeye varmak
ziyaret
Birini görmeye, biriyle görüşmeye gitme, görüşme: "Haftada iki gece ziyaretine giderdik."- H. F. Ozansoy
ziyaret
Birini görmeye, biriyle görüşmeye gitme, görüşme
ziyarette
المفضلات