I'll give you a call before I visit you.
- Ziyaret etmeden önce sizi ararım.
I had intended to call on her last Sunday.
- Geçen Pazar onu ziyaret etmeye niyetlendim.
I'd like to visit your country someday.
- Ben, bir gün ülkenizi ziyaret etmek istiyorum.
I don't like visiting big cities.
- Büyük şehirleri ziyaret etmekten hoşlanmam.
First of all, I have to call on Jim.
- Her şeyden önce, Jim'i ziyaret etmek zorundayım.
I would like to call on you one of these days.
- Bir gün seni ziyaret etmek istiyorum.
We must avoid calling on others without an appointment.
- Biz, randevusuz başkalarını ziyaret etmekten kaçınmalıyız.
I would like to call on you one of these days.
- Bir gün seni ziyaret etmek istiyorum.
I don't like visiting big cities.
- Büyük şehirleri ziyaret etmekten hoşlanmam.
Visiting Tom was a mistake.
- Tom'u ziyaret etmek bir hataydı.
I must pay a visit to the doctor.
- Ben doktoru ziyaret etmeliyim.
I must pay a visit to the doctor tomorrow.
- Yarın doktoru ziyaret etmeliyim.
I want to visit Korea.
- Kore'yi ziyaret etmek istiyorum.
The last time I went to China, I visited Shanghai.
- Çin'e gittiğim en son zaman, Şangay'ı ziyaret ettim.
Do you want to come over and watch a movie or something?
- Ziyaret etmek ve bir film izlemek ya da başka bir şey ister misin?
Is that why you want to come over?
- O yüzden mi ziyaret etmek istiyorsun?