The hospital restricts the number of visitors who can enter the intensive care unit.
- Hastane yoğun bakım ünitesine girebilen ziyaretçi sayısını kısıtlıyor.
He looks forward to having 200 visitors.
- O, 200 ziyaretçinin gelmesini bekliyor.
I haven't visited the headquarters of Twitter.
- Twitter'ın genel merkezini ziyaret etmedim.
The President of France visited Okinawa.
- Fransa Başkanı, Okinawa'yı ziyaret etti.
Sami arrived for his visitation day.
- Sami ziyaret günü için geldi.
She visits him quite often, but never stays very long.
- O, sık sık onu ziyaret eder, ancak asla uzun kalmaz.
While she was staying in Japan, she often visited Kyoto.
- O, Japonya'da kalıyorken sık sık Kyoto'yu ziyaret etti.
The new museum is worth visiting.
- Yeni müze ziyaret etmeye değer.
I lost no time in visiting my aunt in the hospital yesterday.
- Ben, dün hiç zaman kaybetmeden teyzemi hastanede ziyaret ettim.
Lucy sometimes visits May.
- Lucy ara sıra May'i ziyaret eder.
Susie sometimes visits her father's office.
- Susie bazen babasının ofisini ziyaret eder.
We had unexpected visitors.
- Beklenmedik ziyaretçilerimiz vardı.
We had some visitors yesterday.
- Dün bazı ziyaretçilerimiz vardı.
I think you had better call on him.
- Sanırım onu ziyaret etsen iyi olur.
May I call on you some day?
- Ben, bir gün sizi ziyaret edebilir miyim?