zimmetine

listen to the pronunciation of zimmetine
التركية - الإنجليزية
misappropriated
taken for your own use in violation of a trust; "the banker absconded with embezzled funds"
past of misappropriate
zimmetine geçirmek
{f} embezzle
zimmetine geçirme
embezzlement
zimmetine geçiren kimse
embezzler
zimmetine geçirme
fraudulent conversion
zimmetine geçirmek
job
zimmetine geçirmek
to embezzle, to peculate
zimmetine geçirmek
1. to debit (an amount of money) against/to (someone's) account. 2. to debit (an amount of money) against/to (one's own) account. 3. to embezzle
zimmetine geçirmek
peculate
zimmetine kaydetmek
debit
zimmetine para geçiren kimse
peculator
zimmet
charge, responsibility, obligation, or duty
zimmet
(Kanun) charge

Tom was charged with embezzling money from the city. - Tom şehirden zimmetine para geçirmekle suçlandı.

zimmet
(Kanun) embezzlement

Tom pleaded guilty to embezzlement. - Tom zimmetine para geçirme suçunu kabul etti.

Sami was accused of embezzlement. - Sami zimmetine para geçirmekle suçlandı.

zimmet
(Ticaret) liability
zimmetine geçirmek
debit
zimmetine geçirmek
defalcate
zimmet
debt
zimmet
debit
zimmet
accounting debit (as opposed to a credit)
zimmet
(a) debt; the totality of debts (owed by a firm)
التركية - التركية

تعريف zimmetine في التركية التركية القاموس.

ZİMMET
(Osmanlı Dönemi) Himayeyi te'min eden ittifak
ZİMMET
(Osmanlı Dönemi) Mes'uliyet
ZİMMET
(Osmanlı Dönemi) Koruma zorunda kalma
ZİMMET
(Osmanlı Dönemi) Vicdan
ZİMMET
(Osmanlı Dönemi) Uhde
ZİMMET
(Osmanlı Dönemi) Alâkalı
ZİMMET
(Osmanlı Dönemi) Borç
ZİMMET
(Osmanlı Dönemi) Üst. Üstte olan şey
zimmet
(Osmanlı Dönemi) borç, sorumluluk
zimmet
Bir ticaret kuruluşunun borçlarının tümü
zimmet
Üstünde olan şey
zimmet
Bir devlet dairesinin veya başka bir kuruluşun para işleri ile uğraşan görevlisine teslim olunan para veya eşya
zimmet
Bir kimsenin yasal olmayan yollardan üzerine geçirip ödemeye zorunlu olduğu para
zimmetine
المفضلات