Zaman zaman can sıkıcı baş ağrısı çekti.
- At times, he suffered from a painful headache.
Zaman zaman depresyona girerim.
- I get depressed at times.
Hoşuma gittiğin kadar, bazen su katılmamış bir pislik olabildiğini de düşünüyorum.
- As much as I like you, I think you can be a total jerk at times.
Bazen onu anlayamıyorum.
- At times I can't understand him.
Zaman zaman sınıfta uyuyakalırım.
- I fall asleep in the class every now and then.
Tom zaman zaman Mary'den haber alır.
- Tom hears from Mary every now and then.
Arada sırada seni görüyorum.
- I see you every now and then.
Arada sırada oğluna yazar.
- She writes to her son every now and then.
O hâlâ ara sıra beni görmeye gelir.
- He still comes to see me now and then.
Ara sıra ata binmeyi severim.
- I like to ride a horse now and then.