Onun başarılarına gelince, ben çok umutluyum.
- Was seinen Erfolg anbelangt, bin ich schon ganz hoffnungsvoll.
2018 kendini bu Yılbaşı günündeki gibi güneşli, umut, sağlık ve güç dolu, keyifli ve olumlu göstersin. Her şey gönlünüzce olsun arkadaşlarım!
- Möge sich das Jahr 2018 genauso zeigen, wie an diesem Neujahrstag: Sonnig, hoffnungsvoll, kraftvoll, vital, gut gelaunt, positiv. Alles Gute meine Freunde!
He abandoned all hope.
- Er gab alle Hoffnung auf.
Hope is not a strategy.
- Hoffnung ist keine Strategie.