We're in a miserable situation.
- Zavallı bir durumdayız.
Tom slumped against the wall, exhausted and miserable.
- Tom duvarın dibine yığıldı, bitmiş ve zavallı olarak.
That poor lady is disabled.
- Şu zavallı kadın engelli.
Poor Tom's been trying to get to sleep for three hours now.
- Zavallı Tom şu an üç saattir uyumaya çalışıyor.
I felt sorry for this poor dog.
- Bu zavallı köpek için üzüldüm.
I felt sorry for the poor dog.
- Ben zavallı bir köpek için üzgün hissettim.
You're a pathetic loser.
- Zavallı bir beceriksizsin.
Look at those pathetic tourists on the bus.
- Otobüsteki şu zavallı turistlere bak.