That incident harmed his reputation.
- Kaza onun şöhretine zarar verdi.
Smoking does much harm but no good.
- Sigara içmek çok zarar verir ama hiç fayda vermez.
Smoking does damage your lungs.
- Sigara içmek akciğerlerinize zarar verir.
We got our roof damaged by the typhoon.
- Tayfun tarafından çatımıza zarar verildi.
Urban sprawl is environmentally damaging.
- Kentsel yayılım çevresel olarak zarar verir.
Tom is damaging his reputation.
- Tom kendi ününe zarar veriyor.
You're going to wreck your eyesight if you play games all the time.
- Sürekli oyunlar oynarsan görme yeteneğine zarar vereceksin.
The accident damaged her car's front wheels.
- Kaza, arabasının ön tekerlerine zarar verdi.
We got our roof damaged by the typhoon.
- Tayfun tarafından çatımıza zarar verildi.
Alcohol damages the liver.
- Alkol karaciğere zarar verir.