It can harm your eyes to read in the sun's light.
- Güneş ışığında okumak gözlerine zarar verebilir.
She can't even harm a fly.
- O bir sineğe bile zarar veremez.
The drought damaged all the crops there.
- Kuraklık oradaki tüm ürünlere zarar verdi.
The flood did great damage to the crops.
- Sel, ekinlere büyük zarar verdi.
Urban sprawl is environmentally damaging.
- Kentsel yayılım çevresel olarak zarar verir.
Pollution is damaging our earth.
- Kirlilik dünyamıza zarar veriyor.
You're going to wreck your eyesight if you play games all the time.
- Sürekli oyunlar oynarsan görme yeteneğine zarar vereceksin.
The drought damaged all the crops there.
- Kuraklık oradaki tüm ürünlere zarar verdi.
This scandal has severely damaged the public image of our company.
- Bu skandal, şirketimizin kamuoyundaki imajına ciddi olarak zarar verdi.
Alcohol damages the liver.
- Alkol karaciğere zarar verir.