zahmetle

listen to the pronunciation of zahmetle
التركية - الإنجليزية
toilsome
requiring continuous physical effort; laborious
{a} laborious, wearisome, fatiguing, dull
laborious
{s} tiring, laborious
Attended with toil, or fatigue and pain; laborious; wearisome; as, toilsome work
requiring continuous physical effort; labourious
characterized by toilsome effort to the point of exhaustion; especially physical effort; "worked their arduous way up the mining valley"; "a grueling campaign"; "hard labor"; "heavy work"; "heavy going"; "spent many laborious hours on the project"; "set a punishing pace"
zahmet
bother

I'm beginning to understand why you don't bother to try to explain things to Tom. - Bazı şeyleri neden Tom'a açıklama zahmetinde bulunmadığını anlamaya başlıyorum.

Don't bother to call on him. - Onu aramak için zahmet etmeyin.

zahmet
{i} toil
zahmet
trouble

He took the trouble to assist the poor man. - Zavallı adama yardımcı olmak için zahmete girdi.

Thank you for taking the trouble to prepare your delicious meals. - Lezzetli yemeklerinizi hazırlama zahmetine girdiğiniz için teşekkür ederim.

zahmet
inconvenience

We apologize for the inconvenience. - Zahmet için özür dileriz.

zahmetle ve gayretle başarıya ulaşmak
plod
zahmet
exertion
zahmet
{i} labor
zahmet
painstaking
zahmet
{i} struggle
zahmet
pains

He spared no pains to help me. - O, bana yardım etme zahmetinde bulunmadı.

zahmet
bothered to
binbir zahmetle
only just
zahmet
gruelling
zahmet
pain

That looks really painful. - O gerçekten zahmetli görünüyor.

He spared no pains to help me. - O, bana yardım etme zahmetinde bulunmadı.

zahmet
onerousness
zahmet
punishment
zahmet
grueling
zahmet
travail
zahmet
trouble, pains, bother
zahmet
laboriousness
zahmet
scratch
zahmet
{i} imposition
التركية - التركية

تعريف zahmetle في التركية التركية القاموس.

zahmet
Sıkıntı, güçlük, yorgunluk, eziyet, meşakkat
zahmet
Sıkıntı, güçlük, yorgunluk, eziyet, meşakkat: "Yalnız rica ederim, bir an için bir zahmet ve fedakârlık daha yapın."- H. F. Ozansoy
ZAHMET
(Osmanlı Dönemi) Sıkıntı, eziyet. Yorgunluk
ZAHMET
(Osmanlı Dönemi) Zor, güç
Zahmet
(Osmanlı Dönemi) AKUM
Zahmet
(Osmanlı Dönemi) ABAKİYE
Zahmet
(Osmanlı Dönemi) DERDEBİS
Zahmet
(Osmanlı Dönemi) DEYLEM
Zahmet
(Osmanlı Dönemi) BİLYE
Zahmet
(Osmanlı Dönemi) TULATILE
Zahmet
(Osmanlı Dönemi) BİLV
Zahmet
(Osmanlı Dönemi) GAMRE
Zahmet
(Osmanlı Dönemi) MASSA
zahmet
(Osmanlı Dönemi) sıkıntı, eziyet, zor
zahmet
Sıkıntı, güçlük, eziyet
zahmetle
المفضلات