They went in opposite directions.
- Onlar zıt yönlere gittiler.
We always went in opposite directions.
- Biz her zaman zıt yönlere gittik.
The opposite of wrong is right.
- Wrong'un zıt kelimesi right'tır.
Judaism isn't really the opposite of Christianity.
- Yahudilik gerçekten Hıristiyanlığın zıttı değil.
Latin American novels are characterized by their contrast.
- Latin Amerika romanları zıtlıklarıyla nitelenir.
They are entirely contrasting opinions.
- Onlar tamamen zıt görüşteler.
The word ‘antonym’ is antonymous to ‘synonym’.
- Zıt anlamlı sözcüğü eş anlamlı sözcüğünün zıt anlamlısıdır.
The word ‘antonym’ is antonymous to ‘synonym’.
- Zıt anlamlı sözcüğü eş anlamlı sözcüğünün zıt anlamlısıdır.
Uyanmak sözcüğü uyumak sözcüğünün karşıt anlamlısıdır.
- Uyanmak, uyumanın zıttıdır.
Yatmak sözcüğü kalkmak sözcüğünün karşıt anlamlısıdır.
- Yatmak, kalkmanın zıttıdır.
Yatmak, kalkmanın karşıt eylemidir.
- Yatmak, kalkmanın zıttıdır.
Uyanmak, uyumanın karşıt eylemidir.
- Uyanmak, uyumanın zıttıdır.