In those days, few people could travel abroad.
- O günlerde çok az sayıda kişi yurtdışına seyahat edebiliyordu.
You should take another pair of glasses when you go abroad.
- Yurtdışına giderken, bir çift gözlük daha almalısınız.
We have broils at home and enemies abroad.
A tree spreads its branches abroad.
to walk abroad.