They live on the floor above.
- Onlar yukarıdaki katta yaşıyor.
The clouds above moved fast.
- Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi.
Tom could hear helicopters overhead.
- Tom yukarıdan geçen helikopterleri duyabiliyordu.
Tom heard a helicopter overhead.
- Tom yukarıdan geçen bir helikopter duydu.
Can I talk to you upstairs?
- Seninle yukarıda konuşabilir miyim?
Grace goes upstairs to the extension telephone.
- Grace yukarıdaki dahili telefona gider.