Şu genç bayan bir hemşiredir.
- That young lady is a nurse.
Güzel genç bir bayan oldu.
- She has grown into a beautiful young lady.
Genç bayanın adamdan daha az meyvesi var.
- The young lady has less fruit than the man.
Genç adam yaşlı kadının yiyeceklerini arabasına yüklemesine yardımcı oldu.
- The young man helped the old lady load the groceries into her car.
Delikanlı Tom'un üzerine abandı ve kulağına bağırdı.
- The lad leaned over and shouted into Tom's ear.
O iyi genç bir delikanlı.
- He's a fine young lad.