yine de

listen to the pronunciation of yine de
التركية - الإنجليزية
even so

Even so ... she didn't have to slap me! - Yine de... bana tokat atmak zorunda değildi!

nevertheless

Nevertheless, I want to go there. - Yine de oraya gitmek istiyorum.

Nevertheless, I'm extremely proud. - Yine de ben son derece gurur duyuyorum.

still

Tom and Mary argue a lot, but they still get along quite well together. - Tom ve Mary çok tartışırlar ama yine de birlikte oldukça iyi geçinirler.

I doubt that Tom would help, but you should still ask him. - Tom'un yardımcı olacağından kuşkuluyum, ama yine de ona sormalısınız.

however

It was raining. However, they still went on their school trip. - Yağmur yağıyordu. Ancak onlar yine de okul gezilerine devam ettiler.

All dogs are animals. However, that doesn't mean that all animals are dogs. - Bütün köpekler hayvandır. Yine de bu bütün hayvanların köpek olduğu anlamına gelmez.

nonetheless

You may not believe it, but it is nonetheless true. - Sen buna inanmayabilirsin, ama yine de doğru.

Most jellyfish stings aren't deadly, but many are pretty painful nonetheless. - Çoğu denizanası sokmaları ölümcül değil ama çoğu yine de oldukça ağrılıdır.

yet

At present, consensus has yet to be reached. - Şu anda, yine de görüş birliğine varılmalı.

We have yet to learn the truth. - Yine de gerçeği öğrenmek zorundayız.

after all

I tried many things but failed after all. - Ben çok şey denedim fakat yine de başarısız oldum.

Jane didn't buy it after all. - Jane yine de onu almadı.

all the same, after all, still, however, but then (again), yet, anyway, anyhow, nevertheless, even now, to, then, notwithstanding
though

Though he was poor, he was nonetheless happy. - Fakir olmasına rağmen, o yine de mutluydu.

Thanks for the offer, though. - Öneri için teşekkürler yine de.

yet already
just the same
natheless
anyhow

It might rain, but I'm going anyhow. - Yağmur yağabilir ama yine de gidiyorum.

He never did his work anyhow. - Yine de o işini asla yapmadı.

in despite of
nathless
altogether
oldness
none the less

My wife has faults. None the less, I love her. - Karımın hataları var. Yine de, ben onu seviyorum.

even now
all the same

Thank you all the same. - Yine de teşekkür ederim.

I asked him not to go, but he left all the same. - Ona gitmemesini rica ettim, fakat yine de gitti.

anyway

We objected, but she went out anyway. - Biz itiraz ettik ama o yine de dışarı gitti.

Let's hope for the best anyway. - Hayırlısı diyelim yine de.

considering
at the same time
howbeit
notwithstanding
nontheless
at any rate

At any rate, I can go out when it stops raining. - Yine de, yağmur durduğunda dışarı çıkabilirim.

just

Our trip was long, difficult and dangerous. We're just happy to be back home in one piece. - Yolculuğumuz; uzun, çetin ve tehlikeliydi. Yine de evlerimize sağ salim döndüğümüz için mutluyuz.

It's just five in the morning, but nevertheless it is light out. - Henüz sabahın beşiydi ama yine de aydınlıktı.

but then
despite
yine de
المفضلات