الإنجليزية - التركية
تعريف yes; certainly; expression indicating strong agreement في الإنجليزية التركية القاموس.
- absolutely
- mutlâka
O olsaydı mutlaka heyecanlanırdık.
-We'd be absolutely thrilled if that happened.
Şimdi İtalya'da olduğuna göre mutlaka Napoli'yi görmelisin.
-Now that you are in Italy, you must absolutely see Naples.
- absolutely
- kesinlikle
Ben kesinlikle size katılıyorum.
-I agree with you absolutely.
Öyle yapmak kesinlikle imkansızdır.
-It is absolutely impossible to do so.
- absolutely
- mutlak
O olsaydı mutlaka heyecanlanırdık.
-We'd be absolutely thrilled if that happened.
Mutlaka Ferrara ve Ravenna'ya bir gezi yapmanı öneririm.
-I suggest you to go absolutely on a trip to Ferrara and Ravenna.
- absolutely
- bayağı
- absolutely
- tamamıyla (cevap olarak)
- absolutely
- illa
- absolutely
- mutlak surette
- absolutely
- tamamıyla
- absolutely
- namusluluk
- absolutely
- (Kanun) kesin olarak
- absolutely
- tamamen
Sanırım her şeyi anladım ama tamamen emin değilim. dedi Tom.
-I think I understood everything, Tom said, but I'm not absolutely sure.
Tamamen hareketsiz dur.
-Stay absolutely still.
- absolutely
- tümüyle
- absolutely
- (äb'sılutli) (nitelediği sözcükten önce gelince) çok, bayağı: You're absolutely right! Çok haklısın! We're absolutely famished! Çok
- absolutely
- elbette
- absolutely
- muhakkak
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف yes; certainly; expression indicating strong agreement في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- absolutely
yes; certainly; expression indicating strong agreement
الواصلة
yes; certainly; ex·pres·sion in·di·cat·ing strong A·gree·mentالنطق
Resimler
المفضلات