yerleştir

listen to the pronunciation of yerleştir
التركية - الإنجليزية
ensconced
deploy
locate

They have located Tom. - Onlar Tom'u yerleştirdi.

{f} site
{f} locating
(Bilgisayar) build

Antennas should be placed on the highest part of the building, preferably. - Antenler tercihen binanın en yüksek kısmına yerleştirilmeli.

(Bilgisayar) poke
(Bilgisayar) arrange
(Bilgisayar) placement

The college has a placement bureau for students. - Üniversitede öğrenciler için bir yerleştirme bürosu vardır.

{f} placed

The final piece was placed in the puzzle. - Son parça bulmacaya yerleştirildi.

Both armies were placed one in front of the other and spent their days doing nothing. - Her iki ordu bir diğerinin önüne yerleştirildi ve günlerini bir şey yapmadan geçirdiler.

{f} positioned
domiciliate
nestle
{f} placing
fix up
{f} accommodating
accommodate
{f} nestling
{f} place

The final piece was placed in the puzzle. - Son parça bulmacaya yerleştirildi.

The computer is placed to the left of the women. - Bilgisayar kadınların sol tarafına yerleştirildi.

situate
situated
domicile
fixup
ensconce
seating
yeniden yerleştir
relocate
yerleş
ensconce
yerleş
settle

The Indians gave the settlers food. - Hintliler yerleşimcilere yemek verdi.

He settled down in his armchair to listen to the music. - O, müzik dinlemek için koltuğuna yerleşti.

yerleş
settle down

Tom says that he wants to settle down. - Tom yerleşmek istediğini söylüyor.

Tom is ready to settle down and start a family. - Tom yerleşmek ve bir aile kurmak için hazır.

yerleş
{f} settled

Call me when you get settled in. - Yerleştiğin zaman beni ara.

He settled down in his armchair to listen to the music. - O, müzik dinlemek için koltuğuna yerleşti.

yerleş
{f} ensconcing
yerleş
settle in

They found it easy to settle in the United States. - Onlar Amerika Birleşik Devletleri'nde yerleşmeyi kolay buldular.

They decided to settle in a suburb of London. - Londra'nın bir banliyösüne yerleşmeye karar verdiler.

yerleş
embed
yerleş
populate
yerleş
reside

This is residential property. - Burası yerleşim bölgesidir.

This residential area is comfortable to live in. - Bu yerleşim alanı yaşamak için rahat.

yerleş
{f} site
yerleş
indwell
yerleştir
المفضلات