I don't think I'm unbeatable.
- Yenilemez olduğumu düşünmüyorum.
Tom and Mary are an unbeatable team.
- Tom ve Mary yenilemez bir takım.
Did you refresh the page?
- Sayfayı yeniledin mi?
Can someone refresh my memory?
- Birisi hafızamı yenileyebilir mi?
Tom wasn't sure they would renew his visa.
- Tom onların onun vizesini yenileyeceklerinden emin değildi.
I had my driver's license renewed last month.
- Ehliyetimi geçen ay yenilettim.
They renovated their grandmother's house and brought in modern furniture.
- Onlar büyükannelerinin evini yenilediler ve modern mobilyalar getirdiler.
You renovated a house.
- Sen bir evi yeniledin.
The Japanese fiscal authorities are weighing measures to restore public confidence in their economic management.
- Japon mali otoriteleri ekonomik yönetimlerinde ulusal güveni yenilemek için önlemleri tartıyorlar.
I feel completely restored after a week in the country.
- Ülkede bir haftadan sonra tamamen yenilenmiş hissediyorum.
My neighbor renovated her house completely.
- Komşum evini baştan aşağı yeniledi.
They renovated their grandmother's house and brought in modern furniture.
- Onlar büyükannelerinin evini yenilediler ve modern mobilyalar getirdiler.
Curtains and carpets were renewed.
- Perdeler ve halılar yenilenmişti.
I had my driver's license renewed last month.
- Ehliyetimi geçen ay yenilettim.