yazısız

listen to the pronunciation of yazısız
التركية - الإنجليزية
clean
unwritten on
unlettered
blank
unwritten
preliterate
yazı
article

I am writing articles about strikes. - Grevler hakkında makaleler yazıyorum.

Is it possible to reprint this article? - Bu yazıyı yeniden basmak mümkün mü?

yazı
writing

He is writing to some friends of his. - O bazı arkadaşlarına yazıyor.

Writing two separate words when it should be written as one is a big problem in Norway. - Tek yazılması gereken iki kelimeyi, iki ayrı kelime olarak yazmak Norveç'te büyük bir problemdir.

yazısız hukuk
unwritten law
yazısız kâğıt
blank
yazısız levha
tabula rasa
yazı
script

Today I watched a play of a script written by a friend. - Bugün senaryosu bir arkadaş tarafından yazılmış bir oyun izledim.

I can't read handwritten script, so could you please write it in printed script? - Ben el yazılı senaryoyu okuyamam, bu nedenle bunu kitap harfleriyle yazar mısınız?

yazı
{i} inscription

The medal had an inscription. - Madalyanın bir yazısı var.

The inscription carved into the rock is from the sixth century B.C. - Kayaya oyulmuş yazıt milattan önce altıncı yüzyıldandır.

yazı
essay

The teacher told Tom his essay was well written. - Öğretmen Tom'a denemesinin iyi yazıldığını söyledi.

It took me 2 hours to finish the essay. - Yazıyı bitirmek 2 saatimi aldı.

yazı
(Bilgisayar) story

This story was written by my friend. - Bu hikaye arkadaşım tarafından yazıldı.

This is a story written in English. - Bu İngilizce yazılmış bir hikayedir.

yazı
composition

The composition has been written hurriedly, so it's probably full of errors. - Kompozisyon aceleyle yazılmış, bu nedenle o muhtemelen hatalarla doludur.

This composition is so badly written than I can not make out what he means. - Bu kompozisyon o kadar kötü yazılmış ki ben onun ne anlama geldiğini çıkaramıyorum.

yazı
transcript
yazı
(Ticaret) scrip

In the Middle Ages, anyone who'd oppose to the Holy Scriptures was murdered. - Orta çağlarda, Kutsal Yazılara karşı çıkan herhangi biri öldürüldü.

This is a cursive script. - Bu bir bitişik el yazısı.

yazı
(Bilgisayar) stories

The stories written by Amy Church are all interesting. - Amy Church tarafından yazılmış hikayeler ilginçtir.

Tom writes short stories. - Tom kısa öyküler yazıyor.

yazı
caption
yazı
contribution
yazı
paper

The printer needs paper. - Yazıcıya kağıt lazım.

Give me some paper to write on. - Yazı yazmak için bana biraz kağıt verin.

yazı
superscription
yazı
typo

I don't ever try to be sloppy. But I have to admit, I'm notorious for making unintentional typos. - Özensiz görünmeye çalışmıyorum asla, ama itiraf etmeliyim ki, istemeden yaptığım yazım hatalarıyla adım çıkmıştır.

Spellchecking will usually catch most of your typos. - Yazım denetimi genellikle yazım hatalarınızın çoğunu yakalayacaktır.

yazı
writ

She writes with her left hand. - O, sol eliyle yazı yazar.

Esperanto is written phonetically with an alphabet of 28 letters. - Esperanto, 28 harfli alfabe ile fonetik olarak yazılır.

yazı
writing, act of writing
yazı
writing; article" " makale; destiny, fate" " kader, yazgı, alınyazısı; (parada) tail
yazı
handwriting; calligraphy
yazı
scriptural
yazı
alphabet

A text in Esperanto is written phonetically using an alphabet of 28 letters. - Esperanto bir metin, fonetik olarak 28 harfli bir alfabe kullanılarak yazılır.

English is written with a Latin alphabet. - İngilizce, Latin alfabesiyle yazılır.

yazı
fate, destiny
yazı
article (in a newspaper or magazine)
yazı
Scripture

In the Middle Ages, anyone who'd oppose to the Holy Scriptures was murdered. - Orta çağlarda, Kutsal Yazılara karşı çıkan herhangi biri öldürüldü.

yazı
piece of writing, writing
yazı
clerical
yazı
lettering
yazı
black and white
yazı
tail

Heads I win, tails you lose. - Turalar ben kazanırım, yazılar sen kaybedersin.

yazı
writings

There were a lot of writings about homosexuality. - Eşcinsellikle ilgili birçok yazılı eser vardı.

The holy writings come from desert people. - Kutsal yazılar, çöl insanlarından geliyor.

التركية - التركية

تعريف yazısız في التركية التركية القاموس.

Yazı
hat
Yazı
(Osmanlı Dönemi) TENUFE
Yazı
(Osmanlı Dönemi) BELKA'
Yazı
(Osmanlı Dönemi) SAHRA
Yazı
kalem
Yazı
(Osmanlı Dönemi) TENUK
Yazı
(Osmanlı Dönemi) MEVMAT
Yazı
(Osmanlı Dönemi) SİDA'
yazı
Anlam, sanat veya biçim bakımından yazılan şey, makale
yazı
Düşünceyi tespite yarayan işaretler düzeni, alfabe
yazı
Harfleri yazma biçimi
yazı
Alın yazısı, yazgı
yazı
Herhangi bir harf düzeninde biçim ve sanat bakımından özellik gösteren tür
yazı
Herhangi bir konuda yazılmış bilim, düşünce ve sanat ürünü: "İstiklal Harbi'nde millî duyguları aksettiren ümit ile dolu yazılarını hâlâ unutmadık."- O. S. Orhon
yazı
Düz yer, ova, kır
yazı
Herhangi bir konuda yazılmış bilim, düşünce ve sanat ürünü
yazı
Düşüncenin belli işaretlerle tespit edilmesi, yazmak işi
yazı
Anlam, sanat veya biçim bakımından yazılan şey, makale: "İlk yazı denemelerim için gazete bulmaya çalışıyorum."- F. R. Atay
yazı
Ova
yazı
Düşüncenin belli işaretlerle tespit edilmesi, yazma işi
yazı
Metal paraların üzerinde değeri yazılan yüzü
yazı
Bilinen yazıdan ayrı olan anlatım aracı
yazısız
المفضلات